Kuzey Kore ve Amerika Birleşik Devletleri’nden çılgın açıklamalar gelmeye devam ediyor... “Acaba kiminki daha büyük” derken savaş çanları kulak tırmalıyor.

Önce Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, ABD'ye yönelik 'nükleer silah düğmesinin masasında olduğunu' ABD'nin tamamının vuruş menzillerinde olduğunu söyledi ve 'Bütün ABD, nükleer silahlarımızın menzili içinde ve bir nükleer düğme her zaman masamda duruyor” dedi. Ardından, ABD Başkanı Donald Trump, 'Benim nükleer düğmem seninkinden çok daha büyük ve güçlü' cevabını verdi.

Donald Trump, başkanlığa aday olduğunda, seçildiği zaman ve başkanlığı sürecince “çılgınlığını” korudu... Ve çok da “akıllı olmayan” Kuzey Kore lideri ile çok tehlikeli bir “büyüklük” savaşına başladı. Kuzey Kore’nin nükleer silah denemeleri, ABD’nin buna yönelik hamleleri...

Kuzey Kore, ilk kıtalararam balistik füzelerini temmuz ayında fırlatmıştı ve gerisi de geldi... Ve ABD Başkanı Donald Trump Kuzey Kore'yi gözü dönmüş bir şekilde, ateş ve öfkeyle tehdit ediyor. Kim Jong-un da geri kalmıyor...Gerilim artıyor... Ve biz bu küçücük ülkede seçim gailesindeyken, dünya adım adım bir savaşa doğru yürüyor.

ABD, askeri gücünü ve kudretini göstermek için ve aynı zamanda Çin ve Rusya’ya da çok “büyüüük” bir gözdağı vermek için nükleer delilik yapabilir. Trump bu “akılsızlık” için tam da uygun kumaş... ABD-Kuzey Kore etrafında yaşanan gerginlik iki ülkenin liderlerinin değişmesiyle deli bir boyuta girdi. Sandıktan zaferle çıkarak Beyaz Saray’da iş başı yapan Donald Trump, göreve gelir gelmez Kuzey Kore’nin birkaç yıllık deneyime sahip lideri Kim Jong-Un’a sataşmaya başladı ve karşılıklı kılıçlar çekildi. Trump pervasız bir çılgın, Kim Jong-un tam çılgın bir a-normal...

Ve ABD, Kuzey Kore’yi tamamen yok edeceği mesajı verirken, nükleer bir savaşın da tetikleri çekiliyor. Ortadoğu allem gallem... Latin Amerika’yla gerginlikler üst seviyede... Rusya ve Çin’le ortam iyice huzursuz... Ve “kiminki büyük” oyunu dünyayı bir felakete sürükleyebilir. Biz buralarda kulaklarımız sağırlaşsa da... Üçüncü Dünya Savaşı’nın çanları çalıyor...