Kadın yüreği bu, gidenin ardından bakakalır... İçine düşen KOR, değil aylar, yıllarca için için yanar...
Güler, gülümsemesi yarımdır; belli etmeden içine ağlar. Avunurmuş gibi görünse de yalandır, yapmacıktır. Sırf çocukları üzülmesin diye güçlü görünür...
Aslında erkeğe inat tüm kapılar açıktır ona... / Evin erkeği evde olmamak kaydıyla 😄 En yakın arkadaşı bile onu kocasından kıskanır...
Nereye gitse bir köşeciğe sığınmayı bilir, küçücüktür... Eşini kaybedince söz gücünü ve kendine güvenini de kaybetmiştir. Sırtını dayadığı DAĞ yoktur artık...
Daha suskundur...
Etliye sütlüye karışmaz.
Belli etmez ama tüm dertleri yüklenir. Yükünü paylaşan biri yoktur... Alışverişler, ödemeler, tamiratlar onun işidir. Zor gelir, zorun zoru... “ Haydi bunu da sen yapıver...” diyebileceği biri kalmamıştır...
İşte bu yüzden, tam da bu yüzden erkeklerin, eşlerine her şeyi öğretmeleri gerekir. Kendilerinden sonra ayakta durabildiler diye... HAYATA karşı dirençli olsunlar diye...
Kadını güçsüz bırakmak, kadının kötülüğünedir çünkü.. Erkek gidince kadın kolsuz kanatsız kalır...
Elbette sevilenin/ sevenin arkasından üzülürsünüz: hem de çooook... ÖLÜM sözün bittiği yerdir...
Yine de şükredecek şeyler bulabilirsiniz. Başınızı sokacak bir eviniz vardır. Çocuklarınıza muhtaç olmadan geçineceğiniz paranız da...
Bir de, bunca mutsuzluk yaşamış ve yaşayan onca kadına karşılık SİZ “ Yıllarca çok sevilmiş ve sevmiş bir kadın “ olmanın keyfini yaşamışsınızdır...
AZ şey midir bu?
Bence ne kadar ŞANSLI olduğunuzu bir kez daha düşünün ve ASLA YAKINMAYIN...
Hepinizi çok seviyorum...
YAKALIM
gel, bu gece
aşklarımızı yakalım...
sonra da yalnızlıklarımızı...
sadece biz kalalım
birlikte yanmak için
için için...
Ayşe TURAL
EŞLERİNİ KAYBEDEN ERKEKLER...
Eşini kaybeden erkeklere / BABANIZA / çok iyi davranın...
Eşini kaybeden erkekler, aslında biraz da ANNELERİNİ kaybetmiş gibi olurlar... Kadınlar, eşleridir, arkadaşlarıdır, tatlı tatlı atıştıkları kişidir...
Zaman zaman yakınan bireyler olsalar da, birlikte geçirilen uzun yıllardan sonra eşlerini kaybeden erkekler, kendilerini KOCAMAN bir boşlukta kaybolmuş gibi hissederler...
Artık onların çoraplarını koydukları çekmeceyi hatırlatan biri olmayacaktır...
Bahçede uzun süre kaldıklarında peşlerinden hırka elinde koşturacak kimseleri de yoktur...
İlacını içip içmediğini soran da bulunmaz...
Biraz soğuyan kahveleri için dırdır edecekleri eşleri, hayat arkadaşları yoktur...
Bunu anladıkları anda erkekler için gerçekten zor bir dönem başlar...
Yalnız başına kalakalırlar... Şaşkındırlar...
Evlere, odalara bir türlü sığamazlar...
Eskiden günün nasıl geçtiğini anlamazken, sanki şimdi saatler ritmini değiştirmiştir, bir türlü geçmek bilmez...
İşte böyle zamanlarda siz kızları ya da oğulları onları yalnız bırakmayın...
Yalnızlığını paylaşmaya, onu anlamaya çalışın...
Avutun...
Onu oyalayacak işler icat edin...
Küçük yardımlar isteyin...
Sizinle daha çok zaman geçirmesine fırsat verin...
En çok da SEVGİnizi verin...
Annenizin yerini dolduramazsınız ama yine de çaba gösterin...
YÜREĞİ AYDINIM
bir güzel bakışın var ki
sanırsın gökler aydınlık...
bir güzel gülüşün var ki
güneşli gün ortası...
bir el tutuşun var ki
mahşere yürünür...
bir yüreğin var ki
binlerce yürek taşır...
gök gözlüm
açık sözlüm
şirin dillim
tatlı sözlüm
yüreği aydınım benim...
Ayşe TURAL
KALICILIK....
Özellikle olgun yaştaki insanların bir birlikteliğe adım atarken / yaşını yaşıyla tamamlayan kişiler/ seçmeleri olgunluktur diyorum...
Yaşam görgüsünün, kültürün ve olgun sevginin yerini hiçbir şey tutamaz...
Bunların toplamında sevgi, saygı ve hoşgörü vardır...
SANKİ AŞK GİBİ
senin kışların için
yüreğimde sakladığım
kış güneşlerim var...
minik bir ağustos böceği
çıkıp oturmuş sevda telime...
gözlerimse
umudun ve neşenin yeşilinde...
yakındır bahara durması
badem ağaçlarının...
Ayşe TURAL
ÖZGÜRLÜK
Alman psikolog Peter LAUSTER:
' Geniş ve sınırsız özgürlüğün, ruhunu dolduran mutluluğu, senin kişisel mutluluğundur...
Bu mutluluk başkasına aktarılamaz. Bunu ancak, belki bir ŞAİR, o da şöyle böyle aktarabilir. Asıl sorun MUTLULUĞU YAŞAMAKTIR, aktarmak değil...' der.
Ruh özgürlüklerimizi hangi oranda, nasıl yaşayabiliriz gerçekten?
ÖZGÜRLÜK bir varoluş biçimidir...
Yaşadığımız ortama, zevk aldığımız nesnelere, en önemlisi de KÜLTÜR düzeyimize göre büyük farklılıklar gösterir...
Önemli olan VAROLUŞ biçimimizi şekillendirebilmektir... Yaşama bakış açımız ve yaşam felsefemiz de onu biçimlendirecektir elbette...
ANLAT BANA
yalnızlık nasıl paylaşılır
gece uzatırken ellerini sabaha...
bir dilim ekmek gibi
bölüşülür mü tam ortasından...
satır aralarında neden saklanamaz
cam kırığı hüzünler...
yağmursuz bulutlar ne işe yarar ki
gözyaşına susamışsa yürekler...
anlat bana ne olur
bölünmüş saatlerin ortasında işin ne...
Ayşe TURAL
ÇOCUKLUĞUM
Çanakkale... Doğduğum yer... Memleketim..
Benim çocukluğum Biga’da geçti. Çanakkale’nin en büyük ilçelerinden biridir Biga… Halkı çok çalışkan, okuma tutkunu, aydın insanlardır… Yeniliklere açık, sosyal yapısı sağlam bir yerleşim yeri…
Evimiz Bayramyeri’ndeydi. Okulum evimize o kadar yakındı ki, zilin sesi duyulurdu. Ne güzel anılar çocukluğumdan kalan...
Yağmur- Güneş- Çocuk
Yağmur: Çiçeğe bayıldı
Öptü alnına koydu...
Güneş: Evreni kucakladı
Bengisu karıştı denizlere...
Çocuk: Başını kaldırdı
' Yaşamı seviyorum...' dedi.
Ayşe TURAL
' YAŞ, BİLGELİĞİN ŞAFAĞIDIR...'
Bu derin anlamlı sözün kime ait olduğunu bilemiyorum ama sizinle paylaşmak istedim.
Bizim kuşak, orta yaş kuşağı bunun anlamını çok iyi bilir. Gerçekten de yaş aldıkça olgunlaştığımızı hissederiz. İyi niyetli, sevecen ve keyifli bir yüreğe sahip oluruz...
Daha sabırlı olduğumuzdan uysalızdır... Ilımlıyızdır... Sanki kendimizi, tüm dünya ile BARIŞ imzalamış gibi hissederiz...
İncir çekirdeğini doldurmayan tartışmaları çoktaaaan unutmuşuzdur... Yaşamdan beklentilerimiz sadece ve sadece İÇ HUZUR... SEVGİ... KEYİF...NEŞEdir...
Bu nedenledir ki ' Yaş, bilgeliğin şafağıdır...'
Sevgilerinize sevgimi ekledim... Güzel bir gün olsun...
GÜNEŞİ DOĞDURALIM
gel !
uzan
tut ellerimi
seninle güneşi doğduralım...
inadına güzel olsun dünya
çiçekler açtıralım kış ortasında
gecikmiş güzlerin güzelliğini
yaşayalım seninle...
gel !
sar yüreğimi
ısınsın duygularım...
dünyayı
yeniden yaratalım
yağmur sonrasının ebemkuşaklarında...
seninle güneşleri doğduralım....
Ayşe TURAL
KÜÇÜK ŞEYLER
Çocuğunuz büyür, sizden uzaklarda yaşar... Bir küçük çocuk görürsünüz, annesinin kucağına sokulan... Tıpatıp aynısıdır... Gözleriniz dolar...
Keşke yanınızda olsa yine... İçiniz yanar, onu ne kadar özlediğinizi anlarsınız...
Küçük şeylerdir aslında, küçük şeyler...
ASLINDA KÜÇÜK SANDIĞIMIZ ŞEYLER YAŞAMIN CAN DAMARIDIR...
YAŞAMIN RENGİ
yaşamın rengi:
bir bakıştır
bir gülüştür
içten bir MERHABAdır...
yaşamın rengi:
bir şiirdir
bir duyuştur
sıcacık bir DOKUNUŞtur...
yaşamın rengi:
bir avuç hüzündür
iki damla gözyaşıdır
belki de bir ELVEDAdır...
Ayşe TURAL
BİZ KADINLAR…
Kadınların olmadığı bir dünya renksiz ve tatsız olurdu değil mi?
Biz kadınlar güzel olan her şeyden çok hoşlanırız. İnceliklerden, duygulardan ve başarılardan… Bir demet kır çiçeği ya da bir gülle, kolayca gönlümüz alınır; dünyalar bizim olur.
Erkekler bizi anlamadıklarını iddia etseler de aslında kolay olduğumuzu savunuruz. Bizi anlamak için biraz gayret yeter, diye düşünürüz de yine de “ Kadınlar Venüs’ten, erkekler de Mars’tan” dır deriz… Ne de olsa farklı kutuplardanız, bunu kabul etmek gerek. Aslında bu farklılıklar kadınla erkeği birbirine çeker…
Kadınlar, birbirini kıskanır derler ama bence hepsi değil… Kendine güveni olan kadınlar, kıskançlık yerine hemcinsleri ile gurur duyar, diye düşünüyorum. Nerede başarılı bir kadın görsem onunla tüm kadınlar adına övünürüm. Sadece güzelliği ve şıklığı ile dikkat çekmek yerine; aklı, bilgisi ve başarılarıyla ön plana çıkan kadınlara hayranım.
Kadın olmak bize çok sorumluluk yüklese de ben kendi adıma KADIN olmaktan gurur duyuyorum. Bilinçli, kendine güvenli, hayatın içinde duruşuyla saygı uyandıran başarılı kadınlar…
Unutmayalım ki:
O KADIN Kİ :
Kızımızdır…
Kardeşimizdir…
Eşimizdir
Arkadaşımızdır
Annemizdir…
Biz kadınlar hayatın anlamıyız aslında… Beyler, kabul ediniz ki, biz olmasaydık hayatınız çok anlamsız olurdu…
Saygı ve sevgileriniz bizimle olsun efendim…