Zor ve riskli bir koalisyon denemesi

Bir dönem daha sona erdi.

Bir dönem daha sona erdi.

Elbette yeni bir dönem de başladı.

Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti hükümetinin istifasını Başbakan Hüseyin Özgürgün, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya sundu.

Cumhurbaşkanı Akıncı’da yeni hükümet kurulana kadar, Başbakan Özgürgün’den hükümetin göreve devam etmesini talep etti.

Süreç işliyor, bugün Milletvekillerinin yemini var.

Seçim sonrasında, seçim sonuçlarından çok koalisyon tartışmaları gündem oldu.

Siyasi partiler seçimde elde ettikleri neticeleri tartışmaya bile fırsat bulmadan, hükümet senaryolarına odaklandılar.

Bugünden sonra hükümet çalışmaları daha da hızlanacak.

CTP-HP-TDP-DP ortaklığı prensipte oluştu, Başkanlar anlaştı, heyetler oluşturuldu, heyetler arası ilk görüşme geçtiğimiz cumartesi günü yapıldı.

Bakanlar kurulu ve hükümetin çalışma düzeni üzerine çalışma yapıldı.

Kurulması muhtemel hükümet nasıl çalışacak, işleyişi nasıl olacak.

Heyetler arası çalışma bugün öğleden sonra da devam edecek.

Bakanlıklar ve Bakanların kimler olacağı Başkanlar düzeyinde görüşülüyor.

Toplumcu Demokrasi Partisinde, Başkan Cemal Özyiğit ve tecrübeli Milletvekili Hüseyin Angolemli muhtemel Bakan olacak isimler.

Diğer koalisyon ortaklarında kimlerin kabinede görev alacağı az çok belli.

Demokrat Parti de Serdar Denktaş ve Fikri Ataoğlu şuan yürüttükleri Maliye ve Turizm Bakanlıklarına devam edecekler gibi bir durum var.

Diğer Partilerde de isimler belli gibi ama henüz netleşmedi.

Zor ve riskli bir koalisyon denemesi, parti içi dengeler de işin bir başka zor tarafı.

Hatta her partiden, koalisyona dair detayların, parti içinde sağlıklı ve verimli bir şekilde tartışılmadığı eleştirileri yapılıyor.

Ortada çok ilginç bir tablo var, belki de bir daha olmayacak bir hükümet modeli yaratılıyor.

Dörtlü koalisyonla, dört iktidar partisi, iki muhalefet partisi olacak.

UBP ve YDP iktidarla hemen hemen eşit sayıda muhalefetlik yapacak.

Riskli ve zor hükümeti ve oluşturucu partileri zor bir dönem bekliyor.

Seçim öncesi söylenenler, verilen vaatler aynı noktada buluşabilecek mi?

Yolsuzluk iddiaları, gazinolar, gece kulüpleri, kumarhaneler, bet ofisleri, taş ocakları, vatandaşlıklar, ilahiyat koleji, birçok konuda birçok söylem yapıldı.

Yani düzenin kendisine çomak sokmaya yönelik sözler verildi.

Bunları yapmayıp, düzene darbe vurmadıktan sonra, yaşanacak dörtlü iktidar fiyasko olur.

İstediğimiz sağ veya sol, şu veya bu parti değil, artık istikrar ve hukukla, adilce bu ülkeyi yönetecek siyasi erktir.

Dört partili bir iktidarın başarısız olması önemli bir kayıp ve uzun yıllar toparlanması da zor olur.

UBP muhalefete çekilerek belki dinlenecek, belki de yenilenecek.

Ama seçim sonuçlarını ve bu noktaya gelmenin sebeplerini de kendi içinde, kendi yönetimsel hatalarında bir özeleştiri yapması kaçınılmaz.

Bu noktaya gelmenin UBP içindeki sebepleri nelerdir?

Parti rozetinden ve korumacılığından, diğer siyasetleri suçlu görme kolaycılığından arınarak hatanın kaynağını bulmalı.

Bir yerden başlayacak, belki kurultayını öne çekecek, kendi içinde güven tazeleyecek.

Yeni bir tartışma yaşayacak, belki Başkanlık yarışı ortaya çıkacak.

Fakat kesin olan dörtlü koalisyonun bir başarısızlığı UBP’ye yarayacak.

Bu sebeple dörtlü koalisyon, sırf UBP’siz hükümet, sırf onore etmek için Bakan yapmak, sırf iktidar olmak düşüncesinden vazgeçerek, dörtlü olmaktan çok radikal olmak zorunda.

Bunun siyasi bedeli zor ve ağır olur.

Bu sebeple UBP ve Hüseyin Özgürgün çok da istekli değil.

Dörtlü koalisyon hükümetinin sürekliliği de, başarısı da elbette partilerin kendisine kalmış bir durum.

Ama dört siyasi partinin aynı hükümet içinde aynı şekilde yıpranması UBP’yi tek başına iktidar yapar.
Bu haber 636 defa okunmuştur

:

:

:

: