Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ı kabul ederek, hükümeti kurma görevini verdi. Sokağın beklentisini de kendisine iletti.
Ülkede birçok sorunun acil çözüm beklediğine işaret eden Cumhurbaşkanı, dörtlü koalisyonun başarılı olması için bir de küçük tavsiyede bulundu. Ortakların “yarışmacı değil dayanışmacı bir tavırla yol almalarını” istedi.
Erhürman, görevi devralırken yeni hükümetin özelliklerini de sıraladı:
“Kucaklayıcı, birleştirici, kimseyi ötekileştirmeyen, toplumun tamamına hitap eden, toplumun hak ettiği hizmetleri almasını sağlayan, eşitlikçi, özgürlükçü, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne bağlı bir hükümet…”
Gerçekten kulağa gelişi bile güzel. Sadece sözü bile insanın yüreğini kanatlandırıyor. Umarım bu özellikleri hedefleyerek yola çıkan hükümet, daha fazla ayrışmaya, toplumsal kutuplaşmaya hizmet etmez.
Hem sağ, hem sol, hem de liberal eğilimli partilerin yer aldığı yeni hükümet, uzun zamandır özlediğimiz birbirimize tahammülü geliştirir.
Dörtlü koalisyonun zorluklarına ilişkin söylemlere Avrupa örneklerini veren yeni dönemin başbakanı Tufan Erhürman, vaat ettiklerini hayata geçirirse toplum olarak önemli bir ferahlama duygusu yaşarız.
Her ne kadar Erhürman’ın sözünü ettiği “hükümet bir bütün olarak çalışacak, hangi bakanlıkta ne yapıldığından bağımsız olarak bütün sorumluluk ve yetki hükümetin tamamında olacak” ilkesine şüpheli yaklaşsam da uygulamanın nasıl olacağını merak ediyorum.
Şüpheli yaklaşıyorum çünkü başta vatandaşlık meselesi olmak üzere, özelleştirme, mali protokol, Kıbrıs sorunu gibi birçok temel meselede birbirine taban tabana zıt partilerin nasıl yol alacağını merakla bekliyorum.
Muhalefetteyken, yani yumurta küfesi sırtında değilken, her konuda rahatlıkla vaatte bulunan partiler, iktidardaki performansı da, yeni dönemin yönünü tayin edecektir.
Koalisyonun başarısı, olası bir erken seçimde iktidar partilerine olumlu yansır.
Ama şunu unutmamak gerekir. Başarısızlık halinde yüzde 35.5 oyla birinci parti olan UBP’nin yüzde 40’ı da aşması an meselesidir.
Barajı geçmenin rahatlığıyla olası bir erken seçimde kendine güveni artan YDP’de de yüzde 10, artık çok rahatlıkla aşılabilecek bir hedef haline gelmiştir.
Dolayısıyla hem iktidar, hem de muhalefet için önümüzdeki dönem önemli bir sınav olacaktır.
Şu an toplum olarak üzerimize düşen bu gergin ortamdan kurtulup, pazartesi gününe kadar kurulması beklenen hükümetin yanında yer almaktır. “Yapacağım” diyene bu iddiasını ortaya koymak için bir şans verilmelidir.
Günün sonunda elbette herkesi eksiği ile fazlasıyla seçim zamanı hesaba çekilecektir.
Ama o güne kadar bugünkü ortamda tek seçenek olan dörtlü koalisyonun yanında yer almak gerekir.