Küreselleşme ve küreselleşen dünya ekonomisi... Ne çok şey anlatır aslında değil mi? Sınai/teknolojik modernizasyon yarışı ülkelerin küresel anlamda nasıl da konumlandırıldıklarını gösterir bize. Önceleri 1980’li yıllardan itibaren yaşanan büyük değişimlerin ortaya çıkardığı küreselleşme kavramını tartışır dururduk. Şimdilerde ise akıllı robotları, nanoteknolojileri, 3D yazıcıları, ileri düzey teknolojileri konuşuyoruz. Yeni üretim süreçlerini tartışıyoruz. Hatta Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından İsviçre’de düzenlenen Davos Zirvesi’nin bu yıl ki açılış konuşmasına dahi teknolojik gelişme konu edildi. Açılış konuşmasını yapan Hindistan Başbakanı Narendra Modi, var olan sistemlerin artık ihtiyaçlara cevap vermediğini belirterek yapay zekaya ve robot dünyasına dikkat çekti. Anlayacağınız küresel çapta yeni bir teknoloji dalgası meydana geliyor. Uluslar mı? Uluslar da bu uluslararası arenada yaşanan dalgayı yönlendirmek için rekabet halinde. Tıpkı zamanında yaşanan ilk Sanayi Devrimi gibi. Ülkelerin küresel ekonomiye yön verebilmesi ve yarışta var olabilmeleri için tüm gücüyle bu teknolojik gelişmeye ayak uydurmaları şart gibi görünüyor. Bu dönüşüm İkinci Makine Çağı, Dijital Sanayi Çağı, Akıllı Fabrika, Dördüncü Sanayi Devrimi gibi birçok şekilde isimlendiriliyor. Zamanında yaşanan Sanayi Devrimi’yle kas gücünden buhar gücüne geçilip dünyada liberal bir ekonomiyi derinlemesine hissetmiştik. Şimdi de yaşanan ve yaşanacak dönüşümler sayesinde beynimizin yerini alacak dijital teknolojilerle karşı karşıyayız. Evet artık yapay zekalar bizlerin yerine karar verebiliyor. Hem de daha iyi kararlar bunlar... Demem o ki; üretimde emeğin önemi azalıp, teknoloji ön plana çıkıyor ve sanayi üretimi bir otomasyona bağlanıyor. Kime ne etkisi olacak peki? Emek maliyeti nedeniyle üretimini ucuz işgücünün olduğu ülkelere kaydırmış batılı ülkeler büyüme anlamında tekrar canlanacak gibi görünüyor. Küresel ekonomi anlamında ise direksiyonun başına çoktan geçmişler bile... Peki bu değişen ve gelişen teknolojik dalgalar istihdam piyasalarını nasıl etkiler? Olumlu görüş yansıtanlar da mevcut olumsuz da. Yeni iş imkanları ortaya çıkacak, bu durumda istihdama ve yapısına olumlu olarak yansıyacak. Emek maliyeti düşecek bu da fiyatlara yansıyacak. Bunun sonucunda talep artacak ve böylece ilgili sektörlerde istihdam da artacak. Ne de güzel sıraladık değil mi? Ama tabii durum böyle tıkır tıkır işlemiyor. İlk başta işsizliğin artması kaçınılmaz! Ülkeler hangi yolu izlemeli? Bu dalgaya dahil olmak artık kaçınılmaz onu söylemeliyim. Ama bunun yanında işgücüne duyulan ihtiyaç azalacağından yeni istihdam politikalarını geliştirmek de zorunlu hale geldi. Haftaya görüşmek dileğiyle. Sevgiyle kalın.