Geçiniz bunları…

Türkiye ile ABD dışişleri bakanlarının görüşmesinin ardından 'Türkiye-ABD stratejik ortaklığı hakkında ortak açıklama' yapıldı.

Türkiye ile ABD dışişleri bakanlarının görüşmesinin ardından 'Türkiye-ABD stratejik ortaklığı hakkında ortak açıklama' yapıldı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un Ankara’daki toplantısının ardından yapılan açıklamada, Türkiye ve ABD'nin müttefik ve stratejik ortak olarak güvenliklerine ve savunmalarına karşılıklı ve tartışmasız bağlılıkları teyit edildi.
ABD'nin Türkiye'de 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen hain darbe girişimini kınadığı belirtildi. Türkiye'nin demokratik yollarla seçilmiş hükümetiyle ve Türk halkıyla tam dayanışma içerisinde olduğu kaydedildi.
Açıklamada iki devletin, uzun süreli müttefikliği ışığında, ikili ilişkilerde öne çıkan meseleleri çözme konusundaki vaadini teyit ettiği, bu amaca yönelik olarak sonuç odaklı bir mekanizma oluşturulması konusunda anlaşmaya vardığı, bu mekanizmanın en geç mart ayı ortasına kadar hayata geçirileceği ifade edildi.
Türkiye ve ABD'nin Suriye'nin toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin muhafazasına bağlılıklarının teyit edildiği açıklamada, 'Suriye içinde oldu bittiler yaratılmasına ve demografik değişimlere yönelik tüm girişimlere karşı kararlılıkla dururlar.' ifadesi kullanıldı.
Peki sorarım size, uzun uzun anlatılan bu ağdalı, süslü cümlelerin ardından PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’ye verilen desteğin kesileceğinden söz edildi mi? Hayır edilmedi.
15 Temmuz darbe girişimi kınanırken, o darbeyi yapan FETÖ’cü teröristlerin iadesi konusunda bir söz verildi mi? Hayır verilmedi.
Üstüne üstlük geçmişte yıllarca Irak’ın toprak bütünlüğü deyip, sonra Kuzey Irak’ta bölgesel bir Kürt yönetimi oluşumuna vize veren ABD’nin Suriye için de aynı planı düşlediğinden şüphelenemez miyiz? Elbette şüphelenebiliriz.
O yüzden millet tek kelimeyle şöyle düşünüyor. Geçiniz bunları…
Zira Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin Suriye’nin büyük bir kısmını ülkenin geri kalanından ayırmak ve burada Kürtlerin desteğiyle özerk bir oluşum kurmak istediğini söyleyerek, herkesin bildiği gerçeği dünyaya ilan etti.
Peki ABD şu anda ne yapmak istiyor?
Yapılmak istenen çok basit. ABD zaman kazanmak istiyor. Fırat Kalkanı Harekatı’ndan sonra Zeytin Dalı Operasyonu ile Afrin’e de müdahale eden Türkiye, bir sonraki hedefin Münbiç olduğunu belirterek, ABD’yi uyardı.
Türkiye ile sıcak bir teması göze alamayan ABD, bölgede düşlediği terör devleti için zaman kazanmanın peşinde.
O yüzden daha önce verdiği hiçbir sözü tutmayan, bölgede planladığı PYD/YPG kontrolündeki bir terör koridoru için her şeyi yapan, FETÖ’cü yapıya ülkesinde kucak açmayı sürdüren ABD’ye güvenmek, abesle iştigal etmek demektir.
Türkiye artık verilen sözlere güvenemez, icraata bakmak zorundadır. Sütte ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yemek zorundadır. Türkiye başına gelen onca beladan sonra, çok acı tecrübelerle bunu deneyimlemiştir.
Yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin rayına oturması için verilen sözlerden ziyade atılan adımları beklemek gerekir. O yüzden şu an için en iyi politika, ‘bekle gör’ olarak özetlenebilir.
Ancak bu bekleyiş, Türkiye’yi yeniden pasifliğe de itmemelidir. Ortadoğu’daki aktif politika aynen böyle devam etmelidir.



Bu haber 432 defa okunmuştur

:

:

:

: