Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, yeni başkanlık görevi için dün Rum Meclisi’nde düzenlenen törende yemin etti.
Hemen ardından çıkışta ayağının tozuyla yaptığı açıklamada da “Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliğinin isteksizliği nedeniyle Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması şimdilik imkansız” dedi.
Anastasiadis, Türkiye ve KKTC’yi “kabul edilemez talepler ve şartlar ortaya koymakla” suçladı.
Neydi o kabul edilemez şartlar.
Kıbrıs’ın etrafındaki doğal zenginlikler iki halkın ortak tasarrufunda olmalıdır…
Çözüme kadar beklemeyeceksek bir ara formülle bu doğal kaynaklar, oluşturulacak ortak bir komite tarafından yönetilsin…
Bunların hangisi kabul edilemez?
Neden kabul edilemez?
Rumlara göre bu doğal kaynakların yönetiminde yetki ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, dolayısıyla kendilerindedir.
İleride bir çözüm olursa onların lütfettikleri bir zaman diliminde Kıbrıs Türk halkı da bu haktan faydalanacaktır.
Aklı sıra müzakere masasını da tehdit olarak kullanan Anastasiadis yönetimi, Doğu Akdeniz’de istedikleri gibi at oynatmasına izin vermeyen Türkiye’nin kendilerine yol vermesini istiyor.
Ancak bu koşullar masaya dönebileceklerini ifade ediyor.
Lütfedecekler, çünkü biz müzakere masası olmadan yaşayamıyoruz sanıyorlar.
Türkiye’nin Kıbrıs işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ dün net olarak söyledi. “Çözüm olmasa da KKTC kalkınacak…”
Bizim rotamız uzun süredir zaten budur. Elbette müzakere masasından da kaçacak değiliz ama o masa olmadan da hayata devam etmenin yolunu bulabiliriz.
Tıpkı yarım asırdır yaptığımız gibi…
Ama bu kez hatalarımızdan ders çıkararak…
Devlet yönetimindeki yanlışları tekrarlamayarak…
En önemlisi KKTC’ye gerçekten sahip çıkarak…
Gerçekten sahip çıkarak diyorum çünkü, KKTC çözüm olana kadar yola devam ettiğimiz bir araç değildir. KKTC devletimizin adıdır. O devletin yüceltilmesi de her alanda işini iyi yapan yurttaşların varlığıyla mümkün olur.
Bu anlamda yurttaş olarak da hepimizin bir özeleştiriye ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.
Meselenin özüne gelecek olursak, Rumlar sonunda ağızlarındaki baklayı çıkardı. Müzakere masasının devamı için hidrokarbon faaliyetlerini tek taraflı bir biçimde yürütmek istediklerini ifade ettiler.
Fakat bu tehdidin karşılığı yoktur. Kıbrıs Türk tarafı o masaya birlikte yaşamayı konuşmak için oturmak istiyor.
Ama Güney, Kıbrıs Türkünü teslim almanın koşullarını konuşmak için o masayı istiyor.
Anastasiadis’in sözleri, bu gerçeğin ifadesinden başka bir anlam taşımıyor. Bu böyle biline…