Maliye Bakanı Serdar Denktaş, bütçe rakamlarını açıklarken aşırı borcun ülkenin kanayan yarası olduğunu kaydederek, borcun 18 milyar 800 milyon TL'ye yükseldiğini açıkladı.
Bu yara daha çok kanar, neden mi?
Çünkü üretmeyen bir toplumuz.
Çünkü çalışmaktan ziyade tatil günlerinin peşindeyiz.
Çünkü özellikle kamuda yıllar içinde yanlış istihdam politikaları oluşturulmuş.
Çünkü kamuda verimlilik neredeyse sıfıra yaklaşmışken, ek mesai ücretleri almış başını gitmiş.
Bunu sadece geçen yıl ek mesaiye ödenen 120 milyon liradan da anlayabiliyoruz.
Sorarım size kamuda normal mesai saatinin yetmediği hangi fazla iş yapıldı ki bu ek mesai ücretleri hak edildi.
Ya da planlı bir çalışma takvimiyle bu hizmetler ek mesai olmadan da yapılamaz mıydı?
Denktaş, 'Kamu borç yükünün kontrol altında tutulması ve azaltılması birinci önceliğimiz olmak zorunda. İç borç yükünü azaltacak ödeme planlaması ile ödeme takvimi gündemimizin en önemli maddesi' dedi.
Ama bu işi yapmak söylendiği kadar kolay değil.
En başta sendikaları her alanda karşınızda bulursunuz.
27 vekille pamuk ipliğine bağlı hükümet, bir anda darmaduman olur.
Maliye disiplin ister. Günlük politikalarla yönetilemez. Uzun vadeli bakış açıları gerektirir. Yoksa popülist politikalarla bu yara daha çok kanar. Belki de kangren olur.
Hasta kangren olmadan önlem alınmalıdır. Yoksa hastanın yaşaması için kangren olan kolun bacağın kesilmesi gerekir.
O aşamaya gelmeden önce hem devleti yönetenler, hem de sendikalar üzerlerine düşeni yapmalıdır. Aksi halde yapılanlar bindiğimiz dalı kesmek olur ki bunu yaparsak ağaçtan düşmek kaçınılmaz bir son olacaktır.
Bu durumun sorgulanması gerektiğini ifade eden Denktaş, 'Geçen dönem başlattığımız, ancak seçimler nedeniyle sonuca ulaştıramadığımız revizyon çalışmaları bu yıl içinde devam edecek. Rotasyonla, sağlıktan başlamak ve gerekli kaynak araştırmasını yapmak suretiyle yüzde 30 tasarrufla yaklaşık 2 bin kişinin istihdam edilebilmesine olanak sağlamak söz konusu. Bunu mutlaka hayata geçirmek zorundayız' dedi.
Sanıyorum Sayın Denktaş iki hükümette de yer aldığı için hükümetler arası bir köprü görevi üstlenebileceğini düşünüyor.
Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var. Bu hükümet bir önceki hükümete a'dan z'ye her alanda muhalafet ederek iktidara geldi.
İktidarın beyaz dediğine muhalafet siyah dedi.
O yüzden Sayın Denktaş'ın dediği gibi iki dönem arasında bir bağlantı kurulması zor görünüyor.
Sözün özü bir an önce harekete geçilmezse bu yara daha çok kanar. Kanamanın durdurulması için toplumun her kesimi üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Aksi halde hasta ameliyat masasında kalır, kan kaybından ölebilir...