Dünya dendiği zaman, madde akla gelir. Halbuki madde kalıcı değildir, bu gün varsa, yarın yoktur. Esas gerçek olan düşüncelerinizdir. Kalıcı olan onlardır. Çünkü ürettiğiniz her düşünceyi siz unutsanız da evren unutmaz, bir enerji olarak yine ordadır. Siz insanlar bunun ne kadar önemli olduğunu bilseniz, bu potansiyelinizi hiç bir zaman kötüye kullanmazdınız. Sizler işlenmemiş mücevher gibisiniz. Nasıl bir taş işlenip güzel bir takı olarak ortaya çıktığında kıymeti kesilmez hale geliyorsa, sizler de öğrenmeniz gerekenleri öğrendiğiniz ve gerçek potansiyelinizi ortaya koyduktan sonra paha biçilmez hale geleceksiniz.
Birliklerimizin ve çalışmalarımızın da gelişip güçlenmesi ve gerektiği ilgiyi, sevgiyi ve saygıyı görmesi için, önce bu yönde gönüllü olarak çalışan arkadaşlarımızın gerçekten içlerinden gelerek canla başla ilgilenip çalışması ile, sevgiyle ve coşkuyla ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarında gerçekleşecektir. Biz kendimize değer vermezsek , hiç kimse bize değer vermez. Artık bunun bilincinde olmamız gerekir arkadaşlar. Bu öğretinin size sunduğu her türlü yardımı ve şifayı yaşayan insanlar olarak, bu öğreti için bir şeyler yapmak istemez misiniz? Bunun size külfet getirdiğine mi inanıyorsunuz? O zaman siz bu öğretinin gerçek amacını henüz tam kavrayamamışsınızdır. Çünkü bu öğreti, her ne yapıyorsak kendiniz için yaptığınızın bir göstergesidir. İşlenmemiş kıymetli taşlar gibi kendimizi bu öğretinin, dolayısıyle de İlahinin eline teslim edebilirsek, potansiyeliniz sizi sonsuza taşıyacak.
Bilinçli olarak kendinizi pozitife çektiğinizde, bir süre sonra pozitifin algılarınız için doğru olduğunu göreceksiniz. İnsanlar yanlış yapabilir. Bağışlayıcı olun. Bağışlamak büyüklüktendir. Bağışladığınız zaman, siz kendiniz de huzur bulursunuz, karşınızdakinin gözünde de küçülmüş değil, büyümüş olursunuz. Affetmek ve bağışlamak en büyük erdemdir.
Herhangi bir durumdan kendinize korku veya endişe üretmeyin. Hemen oturup Einstellen yapın ve korunma isteyin, korunacaksınız yeter ki teslim olun ve bütün korkularınızı, sıkıntılarınızı da teslim edin. Hayatı her gün, sanki son gününüz gibi yaşayın ve ne isterseniz onu yaşayın, ama sonsuza kadar da yaşayacağınızı hissederek yaşayın.
İçinizde düzen varsa, dışarıda çevrenizde de düzen vardır. Siz içinizdeki korkuları, endişeleri, sevgisizlikleri ve karmaşaları bitirdikçe, çevreniz de düzene girer, sakinlik ve huzur bulursunuz. Çevreden gelen her şey, istisnasız size sizi gösterir. Bunu unutmayın ve çevrenizi yargılamayın. İyi güzel şeylere odaklanırsanız, hayatınıza da güzellikleri çekersiniz.