Bugün 8 Mart.
Dünya emekçi kadınlar günü.
Bugün kadınlar açısından önemli bir gün.
Elbette ki bunun önemini sadece bir güne sığdırmak yeterli değil, doğru da değil.
ABD’de, daha iyi şartlarda çalışmak ,ücretlerinin daha yüksek olması,ve eşit işe eşit ücret talepleri ile greve katılan yaklaşık 40 000 kişi.
Ve grev devam ederken, grev yapılan fabrikada çıkan yangında hayatlarını kaybeden tam 129 emekçi kadın.
***
O günden, bu güne…
Ükemizde bugün pek çok kadın; eğitimden, sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan iş dünyasına kadar birçok alanda üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmektedir.
Ancak yeterli mi? Hayır.
Evet, son genel seçimlerde meclisteki kadın temsiliyeti %18’e ulaştı.
Böylece herkes de, siyasi partiler yasasına %30 cinsiyet kotasının konmasının ne kadar doğru olduğunu açıkça görmüş oldu.
Bu, ülke demokrasisi bakımından ciddi bir adım ve kazanım olsa da, kabul etmek gerekir ki, gerek kadın hakları ve gerekse insan hakları bağlamında, gidilmesi gereken daha çok yolumuz vardır.
***
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi
(TOCED)
Uzun bir süredir hayata geçirilmeyen önemli bir eksiklik.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çatısı altında.
Yeni bir enerji ve yeni bir Bakan ve ekibiyle TOCED en kısa sürede umarız teşkilatlanmasını tamamlar ve hayata geçer.
Biliyoruz ki, toplumsal cinsiyet eşitliği, partiler üstü olması gereken bir mesele.
Her kesimin, destek vermesinin gerekli olduğu bir konu.
***
En az bunlar kadar önemli olan ve çözüm bekleyen başka konularımız daha var.
Bence en önemlisi, gece kulüpleri.
Yaşanan insan ticareti, insan kaçakçılığı ve seks köleliği.
Bunlarla ilgili de gerekli adımlar atılmalı ve yasal zemin bir an önce hayat bulmalıdır.
***
Bir diğer önemli konulardan bir tanesi de kadına şiddet.
Yapılan açıklamalara göre Kıbrıs’ın kuzeyinde her üç kadından birisi
fiziksel şiddet yaşıyor.
Bu bağlamda BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi Sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmesi elzemdir.
***
Kıbrıs Türk kadınının her alandaki eşitliğinin, özgürlüğünün ve laik yaşamının hakim olacağı, ve herkesin insan haklarına saygılı olacağı bir düzen gelene kadar bu mücadele sürecektir.
Unutulmasın, 8 Mart, eğlence değil bir ‘’mücadele günü’’ simgesidir.