Beklenen Ankara ziyaretinden sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne dönen Sayın Başbakan Tufan Erhürman ve Başbakan yardımcısı Dışişleri Bakanı Sayın Kudret Özersay havaalanında verdikleri demeç ile Türkiye'den güçlü döndüklerini gururla söylemişlerdir. Sayın Erhürman Ankara ikinci vatanımdır söylemi ile, elbette anlamında, Kıbrıslı Türkler adına büyük bir önem arzetmektedir. Ancak Ankara ikinci vatanım açılımını ,nedense partilileri gerek radyo kanallarından gerek basından ,gerekse dost meclislerinde Sayın Erhürman'nın tahsil yılları süresince ve sonrasında Ankara'da geçirdiği uzun yılları kastederek ikinci vatanım dediğini savunuyorlar. Halbuki hiç açılımını yapmasalar daha iyi olurdu .Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunluğunun Türkiye'de geçmeyen senesi mi var.Binlerce insanımızın bir şekilde eğitim görmesi Türkiye'de olduğu gibi ,İngiltere'de geçen eğitim yılları, hatta iş hayatı vardır. İngiltere'deki Türkler hiç bir zaman Kıbrıs'ta , bizim ikinci vatanımız Londra'dır dememişlerdir. Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunlu kendilerine Anadolu topraklarını Anavatan olarak benimsediklerini, her fırsatta tekrarlamaktan çekinmeyen olmuşlardır. Neyse bu konuyu uzatmayalım Cuma basın toplantısı ile Ankara ziyaret sonrası açıklamalarını beklerken gerekçe Bakanlar kurulu toplantısı var ile basından bir saatlik süre esirgenmiştir. Ankara ziyareti hakkında detaylı bilgi verilmemiştir. Öncelikle Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı 'ya giden Başbakan orada Ankara ziyaretleri ile ilgili Cumhurbaşkanına aydınlatmıştır. Basına yansıyan fotoğraflarında Sayın Tufan Erhürman Cumhurbaşkanının elini iki avucu içerisine almış ve samimiyet göstergesi olarak bu fotoğraf okuyuculara servis edilmiştir. Sayın Hüseyin Özgürgün' ün seçimlerden sonra ilk televizyon programında tekrar eden ifadeleriyle yerini bulan hükümetin beşli olduğu iddiası konusundaki gerçekliğe aydınlık getirmesi bakımından bu fotoğraf ,sanki gizli bir ittifakın şimdiden göze çarpan belirgin ifadesi olmuştur. Sayın Denktaş ve Sayın Özersay Cumhurbaşkanı adayı olmayacağız dediklerine göre böyle bir kanaatin varlığı şimdiden konuşulur olmuştur. 4'lü hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Mustafa Akıncı adaylığını destekleyeceği hatta yerel seçimlerdeki yapılması muhtemel ittifakın deneme mahiyeti yönünde olacağı fısıltıları çoğalmıştır. Ankara'da şeffaf bir şekilde neler olduğunu neler görüşüldüğünün anlatımı beklenendir.Anlaşılan odur ki Ankara ziyaretinde pek ön plana çıkmayan Dışişleri Bakanı Sayın Kudret Özersay bu ziyaretin sebebi mucizesi ve müzakerecisi olarak kendini arka plana almayı becermiş ve fotoğraflarda ön plana çıkmaktan kaçınmış daha ziyade lobicilik yapmıştır. Dışişleri Bakanı'nın Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesi ise daha sonra ya daha rahat bir şekilde hükümet korkusu olmadan yapılabileceği hale böylelikle getirilmiş olmuştur. Bu ziyareti dizayn eden Sayın Özersay'ı hakikaten ayrıca kutlamak gerekiyor. Cuma günü yapılan bakanlar kurulu toplantısında çok acil olsa gerek ki Başbakan ve yardımcının 'DAÜ 'üniversitedeki yıllarının siyasete bulaşmış halleri, yani geçen zamandaki siyaset yapmalarının yasağı, bakanlar kurulu kararı ile siyasi serbestlikle legal hale getirilmiştir. DAÜ deki akademisyenlere siyaset yapmak serbestiyeti uzun bir süre gündemdeki yerini korurken 'LAÜ' HP kurucu üyesinin Dekanlığı da tartışılacaktır. Diğer güncel ve kamu oyunda tartışılan bir konuda üniversite denetimi için gidilen DAÜ 'de YÖDAK başkan ve üyelerine bir üye üzerinden yapılan nezaket dışı tavırla ilgili hiç bir açıklamanın devlet yetkililerince yapılmamış olmasıdır. KKTC Meclisi tarafından seçilen ve üyeliği Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan bir kadın YÖDAK üyesinin üniversitede uğradığı bir nevi şiddete,hükümetçe tepki verilmemesi, halkımız nezdinde hoş karşılanmamıştır. Tepkinin gösterilmesi ve tedbirin alınması, devlet kurumlarına karşı gösterilmesi gereken saygı ve ciddiyet açısından ise gerekli olandır. Beklenen budur.