Uyarılar kulak arkasına

Şu Rumlar, hiç mi hiç akıllanmayacaklar mı ? Bildikleri, bildik . Çaldıkları, düdük .

Şu Rumlar, hiç mi hiç akıllanmayacaklar mı ?
Bildikleri, bildik .
Çaldıkları, düdük .
Neden mi ?
Batılıların sözlerine, çok inanırlar veya inandıklarının dışa görüntüsünü verirler .
Bu mizaçları hep 1955 ‘den beri, devam etmekte .
Hep batılıların sözlerine inanarak hareket ederler, sonra da ortada şey gibi kalırlar .
Bu 1960 yıllarında da böyle olmuştu .
Ortaklık Cumhuriyetini gasp ederek, Türkler bu ortaklıktan dışlanarak . Yok edilmek üzere, katliama girişildiği yıllarda da bu Batılılar, bunlara destek vermeye devam etmişti .
İşgallerinde kalan KRYK ‘u da, bu yönde moral bozucu yayınlar yaparak. Türk Halkının bozuk olan moralini, daha da bozmaya çalışıyorlardı .
Hiç unutmuyorum !
Her gelen yabancıdan sonra, söz konusu radyo hep şunları söylüyordu :
“Kıbrıs Cumhuriyetinin Egemenlik ve toprak bütünlüğüne vurgu yapıldı ” diye .
Bu ileride yerine getirilmeyecek söz ve sözler üzerine, daha da şımaran Güney komşularımızın . Kıbrıs Türk Halkına yapmadıkları kalmamıştı .
Ada coğrafyasının % 3 ‘lük gettolara sıkıştırılan Türk Halkı, onurlu bir yaşam savaşı vermek zorunda bırakılmıştı .
Batılıların ve ABD’nin yerine getirilmeyecek vaatlerine kanan Rumlar . Yunanistan’ın da katkısı ile, 15 Temmuz ENOSİS hareketine giriştiler .
Buna karşı çıkan Türkiye , uluslararası anlaşmalardan doğan hakkını kullanarak, adaya müdahale etti .
Sözde “ Kıbrıs Cumhuriyetinin egemenlik ve toprak bütünlüğü ile destek sözü veren Batı ve ABD ‘nin bu destekleri, sözde kaldı .
Türkiye’yi, Batılı askeri güçle engelleyeceklerini sanan Kıbrıslı Rumlar. Bu verilen vaatlerin tutulmadığını, 20 Temmuz 1974 ‘ te acı bir şekilde gördüler .
Bunları niçin yazdım ?
Tarih tekerrürden ibaret .
Güneyde yine ayni senaryo, Hidrokarbonlarda oynanmakta , sahnede yine aldatılan Rum toplumu olmakta .
Falan şirketin araştırma gemisi geldi .
Bir diğeri yolda haberleri ile, Güneydekiler bayram ediyor .
Sanki o Devletlerin, donanmaları gelmiş gibi .
Rumlar yine 1974 ‘ teki gibi, yangını benzinle söndürmeye çalışmaktadırlar .
Avrupa şunu demiş .
ABD’nin, bilmem hangi coğrafyadaki temsilcisi de “Kıbrıs Cumhuriyetinin doğal kaynaklarını araştırma ve değerlendirme hakkına sahip olduğunu da söylemiş .“ Bu kelam üzerine, Güneyde nerede ise bayram edildi .
Hangi Kıbrıs Cumhuriyeti ? Kıbrıs Türklerinin de ortak olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti mi ?
Kıbrıs Türk Halkının da egemen olduğu, Kıbrıs Cumhuriyeti mi ?
O zamanlar Türk yetkilileri uyarıyordu .
Şimdilerde buna, kendilerinin de mantıklı düşünen Devlet adamları katıldı !
Yaklaşık bir yıl önce, eski Rum yönetimi Dışişleri Bakanlarından Nikos Rolandis’in. Dostum Nikos diye Anastasiadis’e yazdığı mektupta dile getirdiği endişe ve kaygıları sıralıyor. Geçmişte yapılan hatalar sonucu nelerin yitirildiğine, parmak basıyor .
En son da, mektubunu şu cümlelerle bitiriyor :
“Mesele çok hassastır . Dolayısı ile icraatlarınıza dikkat edin . Çok geç değilse önerimi inceleyin . Bizi ne çok uluslu petrol şirketleri ne de dostlarımız kurtaracaktır . Türkiye öngörülemez ve çok tehlikeli bir ülkedir .”
Yaklaşık bir yıl önce yazılmış bir mektup .
“Dostu “ diye hitap ettiği Anastasiadis .” Bildiğim bildik . çaldığım düdük. “ tekerlemesi ile tekerlenip yoluna devam ediyor .
Ayni mealde bir uyarı da son günlerde “ Kıbrıslı Türkler 400 yıllık misafirdirler . Misafirlikleri sona erdi “ diyen eski başkanlarından Vasiliu’dan geldi .
Tıpkı Rolandis gibi, o da geçmişte yapılan hatalara değiniyor ve Rum Hükümetinin, Hidrokarbonlarla ilgili uyguladığı, politikayı eleştiriyor ve şunu söylüyor :
“Çözüm olmadan . Doğal gazı unutun .”
Türkiye dinlenmeyen ikazları karşısında . Eyleme başladı .
Bunu ENİİ Şt . gördük .
Gemi demir alarak gitti .
Güneydekiler tüm bu gelişmeler karşısında, deve kuşu misali bir duruş sergiliyorlar .
Baş kuma gömülü .
Kıç apaçık meydanda .
Bu duruşa devam etsinler bakalım .
Başlarını kumdan çıkardıklarında da, iş işten geçmiş olacak .

Bu haber 3806 defa okunmuştur

:

:

:

: