“Bilgilendirme: Önceki hükümetler döneminde eski cumhurbaşkanlarına ve başbakanlara şöför, odacı ve koruma tahsis edilmiş ve uygulamaya konmuştu. Hükumetimiz bu uygulamayı değiştirerek, başbakanlara verilen koruma tahsisatını kaldırıp, sadece 1 şöför/odacı olarak değiştirmiştir.
Yani ilgili uygulama konusunda tasarrufa gidilmiştir. Ancak bu karar, sanki hükumetimiz döneminde odacı/şoför/koruma atanmasına dönük ilk kez alınan kararlar şeklinde lanse edilmektedir. Tasarruf ve verimlilik temelinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Yukarıdaki bu paylaşım Halkın Partisinin sosyal medya hesabından yapıldı.
Neymiş efendim önceki hükümetler döneminde yürürlükte olan bir uygulamada bazı düzenlemeler yapmış bugünkü hükümet.
Burada doğru olan tek şey bu uygulamanın önceki hükümetler tarafından yapıldığı konusudur ki bunu zaten bilmeyen de yok.
Neymiş peki bu uygulama?
Görev yapmış cumhurbaşkanlarına ve başbakanlara tahsis edilen şöför, odacı ve koruma tahsisatında başbakanlara uygulanan prosedürü değiştirmişler.
Yani uygulamaya göre eski başbakanlara sadece 1 şöför/odacı bırakılmış.
Yani koruma tahsisatından vazgeçilmiş.
Şimdi nedir bu?
Tasarruf.
Yani öyle diyorlar.
Bunu icraattan sayıyorlar.
Kısacası ufak tefek makyajlarla aynı yüzü kullanarak iş yaptıkları algısını yaymaya çalışıyorlar.
Peki oldu mu ya şimdi bu?
Hiç olmadı.
Hükümete hiç ama hiç yakışmadı.
Hani verilen sözler?
Ne mesala?
Yasal ama etik değil hassasiyetine ne oldu hükümeti oluşturan partilerin!
Atılan nutuklar,hak, hukuk, adalet, etik falan..
Ne oldu bunlara?
Hepsi unutuldu.
Söylenenler geride kaldı.
Şartlar o günün koşullarında eleştirdikleri insanlarla onları koalisyon kurmaya mecbur bıraktı.
Öyle mi?
Öyle..
En azından şimdi mazaretleri bu.
Dolayısıyla arada ne etik kaldı, ne de verilen sözler.
Sadece iktidar protokolü kaldı.
Bu mudur yani?
Maalesef budur.
Bu hükümetten kimse makyaj yapıp yola devam etmesini istemedi.
Radikal değişiklikler talep etti halk.
Kapsamlı değişiklikler dedi.
Bu ülkede başbakandan çok ne var.
1 şöför/odacı her birinin tahsisine verip de sadece korumayı almak iş mi yani?
Kaldırın hepsini kamu yararı ortaya çıksın.
Ama ne yapıyor hükümet şimdi?
Başbakanlara tahsis edilen 1 şöför/ odacı kalıyor, koruma alınıyor.
İktidar öncesi bir bakanın oğlunun ve kızının ortak olduğu şirkete dönemin hükümeti tarafından yapılan kıyaklar doğru bulunmuyor, hukuksuz addediliyor,eleştiriliyor günlerce ve hesap sorulacağı sözü veriliyor halka.
Lakin bugün bunu eleştirenler bırakın bu çarpık ve tartışmalı işlerden hesap sormayı kendileri hesap veremeyecek duruma geliyorlar.
Malum seçim öncesi dönemin hükümeti tarafından 13 bin kişinin seçim yatırımı maksadıyla yurttaş yapıldığını biliyoruz.
Bu 13 bin kişi arasında yurttaşlık için gerekli kriterlere sahip olanların yanında sahip olmayanların da çoğunlukta olduğu aşikarken, o günün muhalefeti olan gerek parlamento içi gerekse dışındaki partilerin bu konuda gerekeni yapacakları taahhütünü defalarca halka vermelerine ve kriterlere uygun olmayan yurttaşlıkların iptal edileceğine dair attıkları nutuklar henüz güncelliğini korurken, iş geldi sadece istisnai 2 bin yurttaşlık üzerine evrildi.
Yani geriye kalan 11 bin yurttaşlık işlemi meşru..
Ah, ah!