Biliyorum ki, günlük hayatınızda, alışkanlıklar edindiniz. Biliyorum ki, sizden daha yaşlı insanlar tarafından yanlış eğitildiniz. Çünkü onlar da, alışkanlıkların köleleri olmuştu. Kendi fikirlerini size empoze etmeye Benim çalışan inançsız insanlar.
Siz kendiniz de, bu güne kadar, buraya Arkadaş çevresine katılana kadar inançsız yaşadınız. Kendinize göre inançlı olduğunuzu zannediyordunuz. Halbuki Arkadaş Çevresinde doğruları öğrendikçe, ne kadar yanlış bilgilere sahip olduğunuzu anladınız. Tanrıdan hiçbir şey bilmiyorsunuz, oysa inançlı insan olduklarını iddia ediyorlar. İlahi Yasaları bilmeden, tatbik etmeden, çevrenin söylemlerini kabul ederek yaşadınız.
Dıştan görüldüğü kadarıyla her birey bir bedene sahip, fiziki olarak hepiniz ayni şeylere sahipsiniz. Tanrı her şeyi bedenimize koydu. En mükemmel şekilde çalışan bir mekanizma. Kim bu güzel bedeni tanıyor, kim bu bedeni en güzel şekilde değerlendirmeyi biliyor? Bütün bunların farkına varmak için, bu güzel mekanizmayı bize sunan, Yaradanımıza inanmak ve Güvenmek yerine, insanların söylediklerine mi inanacaksınız? Yoksa, Ona bu dünyadaki hayatı ve üstelik bu kadar muhteşem bir bedeni verene mi inanacaksınız? Körü körüne insanlara inanacaksa, bedeninin değerini anlamadan, doğru dürüst kullanmadan, özgür bir yaşamı tanımadan, bedenini de esaret altına sokacaktır.
Tanrının kişiye verdiği özgürlük elinden alınmış, şunun bunun bu şekilde olması gerektiğine inandırılmış. Bu şekilde İradesiz kalmış ve Tanrının ona verdiği mesajları duyamaz olmuştur. Korumasız, güçsüz ve yönetimsiz kaldı. Böylece de Sürmesi gereken yaşamı değil, başkalarının yaşamını kabul etmeye başladı. Bilinçli veya bilinçsiz Tanrıdan uzaklaştı. Bununla birlikte, hükmetmesi gereken organları sahipsiz kaldı ve organlar tepki göstermeye başladı. İşte bunlar da Düzensizlıkleri, yani sizin deyiminizle hastalıkları ortaya çıkardı. Çünkü Güç Kaynağından uzaklaştınız. Tanrının Gücünü de içine alamayan insan, yani bedeni bir enkaz haline dönüştü. Her bir yanından sesler gelmeye başladı. Kendi bedeninin sahibi olarak, bedenini öyle bir hale getirdi ki, çaresiz ve hareketsiz kaldı. Kendini kötünün eline teslim etti. Çünkü Sev giden Yaratılmış olan beden, sevgisizliklerin içinde kendi özünü unuttu.
İnsanlar, kendi yaşadıkları olumsuzlukları, başkalarına anlatarak onlardan medet umuyorlar ve çare bulacaklarını zannediyorlar. Halbuki, tam tersi, çevresindekilerin de olumsuz enerjilerini üstlerine çekiyorlar ve sorunu daha da büyütüyorlar. Çareyi, sizi YARADAN GÜÇ den isteyin, çünkü özünüzü bilen O ve Onun dışında hiçbir şey size şifa olamaz.