Dün Akıncı bir açıklamasında gelecek nesiller için Kıbrıs sorununun çözüldüğü ve kardeşlik içerisinde bir yaşam, umudunu yineledi. Bu düşünce kadar temiz düşünce olamaz diye düşünüyorum ve CB Akıncı’ya düşüncesinden dolayı da destek veriyorum, kalıcı adil ve yürütülebilir bir çözüm hedefimiz olmalı. Amaç çözümde nasıl olursa olmamalı, masada konuşulan federal çözüm ise o kadar karışık ki, iki halka da huzur ve barış getireceği yerde, çatışma ve huzursuzluk getirebilir.
CB Akıncı tahmin ediyorum ki bu açıklamayı, 16 Nisan akşamı Rum lider Anastasiadis ile sosyal içerikli bir akşam yemeğinde buluşacağı için yaptı, haklı olan taraf masada diplomasiden korkmamalı, ancak yaşanan en son müzakere sürecinden sonra görülmüştür ki ucu açık elli sene daha gider.
KKTC halkı artık belirsizlikten bıkmıştır, izole yaşamı bize laik görenler, başta AB olmak üzere haksız üye olarak almış olduğu Kıbrıs’ı bir kez daha düşünsün. Hedef Kıbrıs da huzur ve istikrar ise, bunun yolu kuzey Kıbrıs’ı izole etmek ile olmaz. Bizler KKTC halkı olarak yeni yollar denemeliyiz, yeni iki tane kapı açılması için mücadele veriliyor ancak Rum tarafı ilerleme sağlamıyor.
Cumartesi Derinya kapısı açılsın diye, bir gurup Kıbrıs Türk ve Rumları eylem yaptı. Yine bildik siyasi saldırı” ANKARA ELİNİ YAKAMIZDAN ÇEK” eee artık kına geldi, polis şikayet üzerine pankartı topladı. Ankara size kapı açmayın mı diyor? Yazıklar olsun bunlar paralı eylemci mi diye soruyorum. Kaç defadır böyle yazılı pankartlar ile yola çıkıyorlar bu demokrasi değildir, bu Türkiye’yi suçlamak ve karalamaktan öteye gitmiyor, bu tür söylemlere polis direk müdahale etmelidir.
Herkes şunu çok iyi bilsin ki, açılan ilk kapıları da o sürekli suçlamaya çalıştığınız Ankara açmıştır. At gözlüğünü çıkarıp gerçekleri kabul etmelisiniz, kaldı ki bu söylemin solculuk ile bir alakası bile yoktur, bu emperyalist güçlerin maşası olmak demektir, anlayana.