Kanaatler zamanla değişir. Adı üstünde inanıp inanmamak arasında muğlak bir durum anlamı ifadesi olsa dahi, öyle kanaatlar vardır insan zihninde varlığını uzun süre muhafaza eder. Zihniyet değişikliğinden bahsedenlere cevap, doğrudur, zihniyet değişimi gerekir ama önce önerenlerin, kendi zihniyetlerini,mevcut duruma göre değişime, uğratmadıkları takdirde bir işe yaramaz.Böyle kanaat sahiplerinde döngü başa döner yine ayni yerden başlarlar. Ülkemizde yeni 4'lü hükümet etap etap korku verme staretijisi ile doğruyu bulma yönünde kararlar üretmeye çalışırken doğrularını kendilerine göre açıklamaktadır. Seçmendeki endişe halini duyar duymaz, müdafaaları biz elimizi taşın altına koyduk, ateşten gömlek giydik, biz oy kaybetsek de doğrusunu yapacağız gibi söylemleri, gözü iyice açılan ve hadiseleri kendi arasında tartışabilen konuşan ve konuşmalarından sonuç çıkarmasını bilen insanımıza bu havalardaki konuşmaları hoş gelmediği gibi itibar görmez de olmuştur.
Anatılabilir her konu karşındakinin anlayış çerçevesinde kabul görür, bu kabul hali her iki tarafın kapasitesinin dengesi ile anlaşılır olur. Hakimiyet kurmanın esas odak noktası dengenin kendisidir. Art niyetle güçbirliği içerisinde olan kişilerin, karakteri çerçevesinde, sözünün geçtiği ve duyurulduğu her yer, ifade özgürlüğü hakkı çerçevesinde düşüncesinin duyurulan yeri olur. Yazılı ve görsel medya bu söylemlerinin sergilendiği önemli bir araçtır.
Özellikle televizyon kanalları gündeme ilişkin konularda konuk konusunda hemen hemen her dönemde sıkıntı çekmezler.
Eğitim iyi bir donanım olduğu gibi kişiliği geliştirendir. Hayatta söz sahibi olmak kişiliğin gelişmesiyle örtüşür. Hedef geleceğe yönelik olursa anlamlıdır. Eğitim ile kazanılan diploma olabilir. Ancak farkındalık ve başarı sorumluluk gerektiren olgular olup kazanılan donanımı kullanmak ayrı bir yetenektir. Geçenlerde bir yazı okurken dikkatimi çeken mentör kelimesi olmuştur. Mentör bir kralın savaşa gitmeden önce oğlunu emanet ettiği en yakın arkadaşı ve kralın 20 yıl süren savaşta oğlu prensi kralın yokluğunda en iyi şekilde eğiten bir kişinin mitolojik varlığıdır.
Belkide çağımızda mentör ile eş anlamlı bir makamı eşleştirecek olursak adına danışman diyebileceğimiz, deneyimli, akil, alanında uzman olduğu kadar, global düşünüp yerel uygulamalar ile öneriler yapabilen donanımlı insan kaynakları aklımıza gelecektir.
Mentörlük; mentör ve danışan arasındaki anlaşmaya dayandırılır. Geçmişten bu güne tecrübeye verilen önemde, anlayışa ihtiyaç duyduğumuz, birlik ve beraberliğin son derece önemli kritik denen, karar , gerektiren her eşikde, bir an durup bütün birikimleri düşünüp, değerlendirmek kaydı ile ayağımızı, adımımıza göre denk atarken, düşüncelerimizin içinde en mantıklı kararın biz biliriz biz yaparız esasında olmaması gerektiği sonucunda, mentörün görevinde, korkusuzca düşüncelerini ifade edebilmesi gerektiğidir. Ancak ülkemizdeki siyasiler bu seçimlerinde işi bileni,işe aidiyeti olanları değil, kendilerinin tutumunda ve aklında konuşanları, tercihte sınır tanımayanlardır. Sonuçta her zaman kazanan iş yabılabilirlikten öte bu gibilerin kazanımları ile sadece zamanın harcanması bol keseden yapılır olmaktadır. Her harcama sonunda iflası getirebilir riskini taşıyorsa ve kararlarda temkinli olmaya ve donanımlı mentörleri kaybetmemek gerekiyorsa bu insan kaynaklarının kayıbına dur demenin zamanıdır. Ne demişler 'İşleri, denenmiş kimselere danış, zira onlar kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüşleri, sana bedava verirler.' Uymaları tavsiyesi ile 4'lüyü 12-9-3-3 hükümetini açıklamaları ve icraatları ile izlemeye devam edeceğiz. Müşavir yaratmayacağız diyenlerin akibetindeki sorumluyuz deyip sorumsuzca hareket edenleri, KKTC Meclisinde ivedilik kararını oy çokluğu ile alan, müşavirliği kaldıracağız deyip bir çok komplikasyonu beraberinde getirecek yasal deyip yasallığı tartışılacak tasarının meclisten aynen geçmesi sonucu, telafisi mümkün olmayan yaraları kapanmaz kılacaktır, denmedi demeyiniz!