Küresel anlamda yaşanan jeopolitik riskler, petrol fiyatlarında görülen yukarı yönlü ivmeler, ABD Merkez Bankası’nın faiz arttırma yönünde gelişen kararları, ABD’nin başlattığı ticaret savaşları, Türkiye’de yapısal sorun olarak görülen ve büyüyen cari açık haliyle finans piyasalarını derinden etkiliyor derken…
Küresel anlamda yaşanan jeopolitik riskler, petrol fiyatlarında görülen yukarı yönlü ivmeler, ABD Merkez Bankası’nın faiz arttırma yönünde gelişen kararları, ABD’nin başlattığı ticaret savaşları, Türkiye’de yapısal sorun olarak görülen ve büyüyen cari açık haliyle finans piyasalarını derinden etkiliyor derken… Trump’ın yaptığı yeni bir hamle Rusya, İran ve Türkiye piyasalarını bir kez daha derinden etkiledi. Trump’ın Rusya’ya karşı attığı Suriye eksenli tehdit tweetleri Rus Rublesi’nde, Türk Lirası’nda ve İran Riyali’nde değer kaybına yol açtı. Piyasalar negatif yönde seyrediyor maalesef. Fakat bu durumda sosyal medyaya düşen spekülatif yorumlamalar, siyasi eksene çekilmeye çalışılan ekonomik durum, savaş çıkıyor daha kötü olacak şeklinde söylemler bir an evvel yatıştırılmalı diye düşünüyorum. Tabii ki tepkisiz kalalım ve kurda görülen dalgalanmayı sadece seyredelim demiyorum fakat sokak jargonuyla kullandığımız, kafamıza estiği gibi yapılan konuşmalarımızdan da kaçınmak gerek diye düşünüyorum.
Evet, bir gerçek var… Küresel sallantılar finans piyasasını etkilediği gibi üreticiyi, tüketiciyi ve reel sektörü de maalesef negatif yönlü etkiliyor. Peki bu durumda ne yapılmalı? Öncelikle küresel sallantı olsa da olmasa da Türkiye’nin cari açık gibi önemli bir sorunu zaten var. Bu durum finans piyasasında zaten önemli bir yer teşkil ediyor. İthalat artışının ihracatın üzerinde olması döviz açığı sorununu zaten kalıcı kılıyor. Ee, bir de üzerine jeopolitik riskler gelince seyir endişe uyandırmaya başlıyor. Türkiye cari açık meselesini çözmek adına geçtiğimiz Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla süper teşvik paketini açıkladı. Bu açıklanan proje bazlı teşvik sisteminde cari açığı toplamda 19 milyar liralık iyileştiren projeler yer alıyor. Pakete hazırlık aşamasında önce cari açığı en fazla yaşayan sektörler belirleniyor ve bu konuda şirketlerle konuşulmaya başlanıyor. Ve sonuç olarak bu pakette en fazla cari açık veren sektörlere yönelik teşvikler yer alıyor. Yüksek teknoloji ve orta yüksek teknoloji mal ve hizmet üretimine ağırlık verileceği konuşuluyor bu paket kapsamında. Bu durum olumlu duruyor. Fakat döviz kurunda yaşanan dalgalanmaya kısa vadede müdahalesi söz konusu değil. Yapısal sorundu ve çözümlere başlandı. Dolayısıyla uzun vadede ciddi de getirisi olacaktır. Kurda yaşanan şoklara karşı ise kısa vadede neler yapılmalı? Spekülatif yorumlardan kaçınmalı en başta bunu söyleyebilirim. Döviz talebini arttırıcı söylemlerden kaçınmalıyız. Turizm ise bu noktada önem arz ediyor. Son yıllarda ağır darbeler alan turizmin tekrar eski düzenine kavuşması bir hayli önemli. Ee, haliyle pazarlama ve tanıtım unsuru da etken burada. Sonuç olarak telaş yerine sakinliği koruyup olgun adımlar atmak gerek bu şoklar karşısında. Bunun yanında yönetimin de koordinasyonlu çalışması kaçınılmaz.