Tarihi dokusu, şehir yapısı ve tüm güzellikleriyle benzersiz bir şehirdir Lefkoşa.
Surlariçi'nin tarihi kokusu ile bir anda geçmişe yolculuk yaptıran, Samanbahçe ile Kıbrıs ev kültürünü hatırlatan, müze, cami ve türbeleriyle değerlerini bağrına basan bir tarihtir Lefkoşa.
Tarihi dokusu, şehir yapısı ve tüm güzellikleriyle benzersiz bir şehirdir Lefkoşa.
Surlariçi'nin tarihi kokusu ile bir anda geçmişe yolculuk yaptıran, Samanbahçe ile Kıbrıs ev kültürünü hatırlatan, müze, cami ve türbeleriyle değerlerini bağrına basan bir tarihtir Lefkoşa.
Her mahallesi, her bölgesi, yani her zerresiyle çok şey anlatır anlayan ve anlamak isteyen için. Sadeliği, zerafeti ve sükuneti ile her mevsimde ilkbaharı yaşar, yaşatır.
İşte tüm bu güzellikleri ortaya çıkarmak ve tanıtmak için zaman zaman da olsa çeşitli çalışmalar yapmak, tanıtım organizasyonları icra etmek gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde ise bu kapsama giren sonderece önemli bir organizasyona imza atıldı.
Kıbrıs Vakıflar İdaresi'nin kuruluşunun 447'nci ve Evkaf'ın İngilizler'den Kıbrıs Türk Halkı'na devrinin 62'nci
yıldönümleri nedeniyle, önce iyilik felsefesinin vurgulandığı dolu dolu bir festival halkla buluşturuldu.
14 Nisan 2018'de Lefkoşa Doktor Fazıl Küçük Parkı'nda 'karşılık beklemeden iyilik yapmak' sloganıyla gün boyunca devam eden İyilik Festivali'ne halkın ilgisinin de çok büyük olduğunu söylemeliyiz.
İyilik Festivali'nin hemen sonrasında ise 15 Nisan 2018 tarihinde TC Vakıflar İdaresi ve Kıbrıs Vakıflar İdaresi işbirliği ile 'Vakıf Şehir Lefkoşa' adında bir program düzenlendi.
Programın amacı, hem şehrin vakıf yapısını ortaya çıkarmak, hem de alternatif bir rota oluşturarak şehrin turizm cazibesini arttırmaktı.
Girnekapısı, Mevlevi Müzesi, Bedesten, Selimiye Camii ve bölgede yer alan daha çok sayıda vakıf eserleri program kapsamında ziyaret edildi.
Rehberler eşliğinde tanıtılan vakıf eserlerinin ziyareti esnasında basının ilgisi de gözden kaçmadı.
Özellikle Türkiye basınının bu konuya duyduğu ilgiden dolayı son derece mutlu olduğumu vurgulamak isterim.
Ancak yine gözden kaçmayan ve bunca güzelliğin içinde beni üzen bir detay var.
KKTC Cumhurbaşkanı, KKTC Başbakanı, TC Başbakan Yardımcısı ve diğer üst düzey yetkililerin olduğu bir programda Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı yoktu. Üstelik kendi bölgesinin, yani başkanı olduğu belediyenin sınırları için düzenlenen bir programdı bu.
Girne'de bulunan Dome Otel için dahi açıklamalar yapan Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı, 15 Nisan'da düzenlenen programa katılmadığı gibi en ufak bir yorumda dahi bulunma ihtiyacı hissetmedi.
Takdiri halkımıza bırakıyorum...
Sonuç olarak yapılan bu çalışmaların halkımıza ve şehrimize sağladığı katkıları görmeli ve desteklemeliyiz.
Hayatın siyasetten ibaret olmadığını ve insanı insan yapan değerlerden birinin de elbirliği ile mücadele etmek olduğunun farkında olmak bunu gerektirir çünkü.