Güzel bir söz, 'Bil ki; Yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; Ne yaşattıysan elbet birgün onu yaşarsın' İnsan kısmının sağı solu belli olmayandır.
Güzel bir söz, 'Bil ki; Yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; Ne yaşattıysan elbet birgün onu yaşarsın' İnsan kısmının sağı solu belli olmayandır. Çoğu kez davranışlarda bir söylediği diğerine uymayan söylemlerine uymakta zorlandığınız çevrenizde, mevcut kişilerin tavırları ile karşılaşmanız her an mümkündür. Yaşadığımız süreçte kısıtlı imkânlarınız ile yapacağınız maddi ve manevi yardımlar bir gün gelir size mutlaka fayda olarak döner. İki gün Pazartesi -Salı KKTC Meclis genel kurul toplantısını, sunuşları, eleştirileri verilen cevapları dikkatle dinledik. Yapılan eleştirilerde hükümetin üst kademe yöneticilerine ilişkin sunduğu yasa tasarısının komitede görüşüldüğü, genel kuruldan 4'lü hükümet sayesinde yasallaşması halinde barem düzeni içinde kaos yaratacağı ve kamuflajlı müşavir yaratılacağı vardı. Eleştirilerde hak payı olmasına rağmen Sayın Başbakan Tufan Erhürman'ın ifadesi ile yapılan diğer eleştirilere de verdiği cevap 'Bağırma modeli' konuşmaların bir işe yaramayacağını özetle söylemesi idi. Tuhaf olan diğer bir durum ise tasarıdaki bazı maddeleri okumadığı bariz şekilde belli olmasıydı. Okusaydı komite başkanına, sorulan soruların gerçeği var mı diye sormazdı. Muhalefetin bürokrat kıyımı iddialarını ise anlamakta güçlük çektiğini, gelen her hükümetin yasalara uygun olarak kendi ekibi ile geldiğini söylerken gelecek ekibin kamu görevlileri içinde geçmiş hükümetlere hizmet götürüp götürmediği hususunda zihinlerde ayrı bir soru işareti yarattı. Yani ekip gider ekip gelir demek görevleri aksatmak veya yürütmenin vereceği görevleri yapmamak mıdır? Kişilerin siyasi görüşlerinin inisiyatiflerini etkilemediği düşüncesinde olanlar olarak bu ekip meselelerini hiç anlamış değiliz. Yani ekipteki müdürler hep kendi partililerinin işini mi yapacak yoksa görevinin kendisine verdiği görev yetki ve sorumluluk çerçevesinde mi çalışacak. Elbette kamu görevlilerinde yasal çerçevede ast üst ilişkileri çerçevesi her zaman geçerli olandır. Çerçeve dışına çıkılmaması ise yine yasalarda belirtilen maddelerin koruması altındadır. Mevcut müşavirler içerisinde kendi ekipleri olarak bilinenler olmasına rağmen neden atamalarda onlara öncelik verilmediği ve 4'lü tarafından atamalarda değerlendirilmediği ise ayrı bir tutarsızlıktır. Beklide burada etkili olan siyasi partilerde adamın adamı idi, beni desteklemedi düşüncesi hâkim olandır. Söz meclisten dışarı derler ya o ayni parti içerisinde falanı destekledi gibi bir anlayışın hâkimiyeti de affedilmezdir. Sayın Serdar Denktaş Meclis dışında yaptıkları toplantılara katılmadıkları halde muhalefet milletvekillerinin mecliste konuşmalarının şov amaçlı ve türbinlere olduğu, genel kurul kürsüsünden ifade edilmiştir. Kendisinin kapısının herkese açık olduğunu milletvekillerinin de kendisine gidip öneri sunabileceklerini de sözlerine eklemiştir. Meclis kürsüsü kapalı kapılar ardındaki konuşmaların yapıldığı yer değildir. Halk iradesini teslim ettiği milletvekilini gönderdiği KKTC Meclisi kürsüsünden sorunların eleştirisi ve yapılan karşıt önerileri aleni olarak gündemdeki yeri ile dinlemek ister. Nitekim UBP'nin müşavirlik konusundaki yasaya eklenmesi gerekli ivedilik önerileri de reddedilmiştir. Verilen bütün vaatlere rağmen iktidar müşavirlik konusunda köklü bir değişiklik yapmadığı gibi yeni mağdurlar yaratmaya yönelik düzenleme içinde biz yaparız algısını yaratmaya çalışmaktadır. Müşavirlikler hususunda rahatsızlık had safhada olup ne eski müdürler ne de yeni atanan müdürler memnundur. Sonucunda her şey maaşların ayni kalması ile çözümlenemez ast üst ilişkilerindeki değişim manevi çöküntü yarattığı bir yana iş üretimini ve iş idaresindeki ilişkileri zedeleyen olur. İşte bütün mesele budur.