Elektriğe ve akaryakıta yapılan zam toplumu alt üst etti. Henüz 100 günü doldurmayan hükümete yönelik eleştirilerin yükselmesine yol açtı. Üretici de dertli, tüketici de...
Daha önce muhalefette iken zamma gerekçe olarak dövizdeki artışı gösteren UBP-DP iktidarına, “Eğer her dövizdeki artışı doğrudan fiyatlara yansıtacaksanız onu muhasebeci de yapar. O halde inin o koltuktan bir muhasebeci otursun” diyen Tufan Erhürman, şimdi kendi başbakanlığı döneminde popülist söylemlerden uzak durulmasını öğütlüyor.
Başbakan, elektik zammını “Hükümete bırakılan mirasla ya popülizm yapıp kurumu geri dönülmez noktalara taşıyacak ya da yapılacak asgari zammı yapıp elektrikte sürdürülebilir bir yapıya ulaşmaya çalışacaktık” diyerek savundu.
Kusura bakmayın ama bu açıklamaya en hafif tabirle “enkaz edebiyatı” denir.
Sayın Erhürman, “Her şeyi açık açık konuşmanın zamanıdır. Popülizm ile günü kurtarma çabasına devam etmek mümkün değil” diyor.
İyi ama o zaman size sorarlar.
Muhalefetteyken popülizm mi yaptınız Sayın Erhürman?
Benzin ve mazotun litresi 11 kuruş artırıldı. Sadece elektriğe yapılan zam bile üreticinin belini bükmeye yetti.
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu, son zamla birlikte 100 liralık fatura ödeyen birinin artık 114 lira ödeyeceğini söyledi.
Tabi ne yaz ayında klimalar yüzünden, ne de kış ayında ısıtma giderleri nedeniyle kimsenin de 100 liralık fatura ödemediğini ekleyelim buradan.
Faturanız 200 lira olsa zam yükü 28 lira, 300 lira olsa 42 lira oluyor.
Üreticiler dertli. Bu akaryakıt ve elektrik fiyatlarıyla üretim yapılamayacağını söylüyor.
Ama KIB-TEK Başkanı Hüdaoğlu, “Elektriğe iki yıldır zam yapılmadı. Her ay otomatik olarak zam yapılsaydı hissedilmeyecekti” diyor.
Kusura bakmayın Sayın Hüdaoğlu ama biz hissederdik. Vatandaş yediği kazığı unutmaz.
KIB-TEK böyle yönetilecekse, sözünü ettiğiniz nizamnameyle her ay elektriğe zam yapılacaksa, size de gerek yok.
Sayın Erhürman’ın deyimiyle bir muhasebeciyi oraya koymamız yeterli. Size neden maaş ödeniyor?
Tüm bu eleştirilere “popülist yaklaşımlar” diyerek burun kıvıran iktidara da bir tavsiye.
Siz bu söylemlerle 7 Ocak öncesinde halkın karşısına çıkıp oy istediniz.
Şimdi siyasetin o çok bilinen söylemiyle “dün dündür, bugün bugün” yaklaşımıyla verilen sözleri unutursanız, bunun bedeli ağır olur.
İlk fatura 24 Haziran’daki yerel seçimlerde halk tarafından kesilir.
O faturayı ödemek istemiyorsanız, “muhasebeci” gibi değil, ciddi devlet adamına yarışır bir şekilde halkın belini büken zamlara çare düşünmenin zamanı gelmiştir. Bu sorun “muhasebeci politikası” ile çözülmez.
100 gündür bir şeyler görmek için umutla bekleyen vatandaşın sabrı da artık tükenmek üzere. Bizden söylemesi…