Doğu’nun gelişmesi Batı’yı hareketlendirdi

Gelişen sanayi diyoruz, yeni bir çağdan bahsediyoruz ve en önemlisi Endüstri 4.0 neredeyse günlük rutin konularımızın arasında geçiyor.

Gelişen sanayi diyoruz, yeni bir çağdan bahsediyoruz ve en önemlisi Endüstri 4.0 neredeyse günlük rutin konularımızın arasında geçiyor. Hızla gelişen sanayi, dünya ülkelerinde ekonomik korumacılık ve milliyetçilik gibi siyasi akımları öne çıkartırken bunun yanında güçlü imalat sektörlerinin, ulaşım alt yapılarının ve orduların oluşmasına da imkan sağlıyor. Ülkeler bu yeni düzen içerisinde bir nevi yarış halindeler diyebilirim.
Birinci Sanayi Devrimi’ne gidecek olursak hepimiz biliyoruz ki Büyük Britanya gücünü küresel anlamda gösterdi dünyaya. Arkasından Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Japonya bu akıma ayak uydurmak istedi derken sonrasında Japonya, Güney Kore ve Çin gibi güç yolunda ilerleyen ülkeler katıldı bu kervana. Yani, çoğunluk yeni bir dönüşüm içerisine girmek istedi. Gelişmekte olan ülkeler özellikle kalkınmanın anahtarının sermaye birikimi ve teknolojik gelişim olduğunu fark edip bu yolculuğa dahil olmaya çalışıyorlar. Toplumsal refah düzeyinin artışı hedefleniyor. Ama bundan daha önemlisi madem küresel bir düzenden, ekonomiden bahsediyoruz uluslararası arenadaki pozisyonunu da belirliyor bu yeni oluşum. Yani, Endüstri 4.0 kapsamında ülkeler tekrar bir güç gösterisine doğru gidiyor. Teknolojik rekabet üstünlüğünü yeniden elde etmeye çabalıyor ülkeler. Çünkü ortada net bir şey var! Yükselen Doğu ülkeleri tehdidi... Önceleri hem bilimsel açıdan hem de teknolojik açıdan Batı’nın küresel hegemonyasını oldukça etkin bir şekilde hissediyorduk. Zamanla bu durum özelliğini yitirmeye başlamış, Doğu ülkeleri ile Batı ülkeleri arasındaki bilimsel ve teknolojik üstünlük farkı azalmıştır. Hatta refah artışının Doğu’ya kayması da burada bir tehdit unsurunu oluşturmuştur. Bu nedenle üretim maliyetlerini tekrar gözden geçirmeye başladı Batı ülkeleri. Endişe yaratan Doğu’nun karşısında üretim maliyetlerine inmek ve yeni bir döneme hazırlanmak zorundaydı Batı. Derken... Bir de baktık ki, 4. Sanayi Devrimi’nden söz ediyoruz. Bu süreçte ilk hedef; ucuz üretim. Teknolojinin sanayiye daha fazla entegre edildiği hızlı bir üretim. Bu yeni oluşumda neler yer almıyor ki? Siber fiziksel sistemlerden tutun da robotlar, akıllı makineler, akıllı fabrikalar, 3D yazıcılar gibi yeni gelişimler. Mesele burada küresel üstünlük. Uluslararası arenada gücünü yıllarca korumuş Batı ülkeleri tekrar yeni bir devrimle gücünü elde etmek veya korumak zorundaydı. Bir açıdan Doğu’nun gelişmesi Batı’yı hareketlendirdi diyebiliriz. Fakat bu kez süreci gelişmekte olan ülkeler de takip ediyor. Her ne kadar siyasi akımlar korumacılığa yönelse de küresel düzen liberal görüş temelli oluşturulmuş bir kere. Yani söyleyeceğim o ki, yeni dünya düzeni tekrardan oluşuyor. Dengeler değişiyor. Kim nerede konumlanacak bunları göreceğiz. Gözler aynı zamanda yükselen güçlerde.


Bu haber 252 defa okunmuştur

:

:

:

: