Diplomatik pasaport taşımak hava limanlarında, Check-in ve güvenlik kontrolü yaptırmamak lüksünü bu pasaport sahiplerine vermez. Her yolcu hava limanına uçak kalkış saatinden kaç saat önce gitmesi gerektiğini bilendir. Eski yıllarda cep telefonlarından internet üzerinden bilet almak, uçuş günü saati, günü ve ödemesinin yapılabilirliği yoktu. Bizler KTHY binasına gidip, orda bilet keserdik. Biletimizi elimize aldığımız vakit biletin arka sayfasında uymamız gereken uçuş kuralların yanında kullanılabilir bagaj kilo miktarına kadar yazardı. Şimdilerde bu sistem azaldı, seyahat edecek olanlar kredi kartı puanları ile dahi akıllı telefonları aracılığı ile istedikleri zamana hangi ülke olursa olsun bilet alabilmektedirler. Kuralları internet üzerinden öğrenir haldedirler. Dahası arkada bıraktıkları aile ve dostları akıllı telefonlarına yükledikleri programla uçağın havada seyrini izleyenler olmaktadırlar. Yolcular son yirmi dört saatte uçakta oturacakları koltuk numarasını dahi seçme şansları vardır. Ön koltuklar ise son dakikaya kadar VİP için ayrılan ve rezerv edilemeyen koltuklardır.İşin içine siyaset girdimi ve yolcu bir bakan ise buradaki muamele ayrıcalıklı olur. Öncelikle bakan sekreteri veya özel kalem bu işleri halleder , dış işleri haberli kılınarak siyasinin uçuş günü VİP dedikleri salon ve idarecileri hazır ola alınırlar. Buraya kadar güzel ve hoş ama uçuş öncesi hava limanına gitmek de bakanın o günkü gündemindeki saatiyle yazılı olandır.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Zeki Çeler’le ilgili “Very important person” olarak hava alanında zamanında bulunmadığı için uçağa kurallar çerçevesinde alınmaması üzerine çıkarttığı tantana gündemde yerini almıştır. Kendisi ne kadar da inkar etse görgü tanıkları vardır. Olay bir bakanının kendine yakışıksız davranışları olarak ışık hızı ile haberlere malzeme olmuştur. Dikkat çekendir çünkü önceleri VİP değil normal yolcu salonundan uçuş yaptık reklamları ile siyaset yapan kişilerden birisi de Sayın Zeki Çeler’in ta kendisi idi. Hava alanında sanki cinayet işlenmiş gibi kamera kayıtları giriş ,çıkış incelemesi ve böyle bir icraat gülünç ötesidir. Bir çalışma bakanının haksız huysuzluk gösterisi bir yana diğer bakana hava limanı personeli hakkında soruşturma başlattırması ,sosyal medya hesabından memur 'pişkin pişkin gülüyordu ' ibaresi ile çalışan hakkında mülahazada bulunması ,etrafı azarlaması hiç de hoş bir davranış şekli olmamıştır. Sayın bakan stres kontrolünü kaybetmemeli ve gündemi ben bakanım, her şeyi denetlerim, iş yapar gibi görünüp show nitelikli gösterilerinden vazgeçmelidir. Doğru yoldayım diye kendine pay çıkarama konuları da izafi olup doğru yol yasal kurallara uymanın geçitidir. Bu geçiti kullanamayanlar ise yolda kalırlar. Övünmek değil övünülür olmak önemlidir. Hava alanındaki memurlardan şüphelenmek ise ayrı bir siyasi hastalıktır. Zeki Çeler için 2014 yılı Meclis Başkanı ile gittiği Londra'da hakkında bir köşe yazarının yazısındaki cümleler ise aynen şöyledir. Köşe yazarı sormuştur 'Meclis Başkanı, Milletvekilleri ve bürokratların bu ziyareti devlete kaça mal oldu? Hangi otelde kalıyorlar, hangi lokantalarda yemek yiyorlar. Zeki vekilin verdiği cevap: “Beyefendinin adresini alın. Gelen sefer onun evinde kalalım!”. Buyurun işte. Şeffaflıktan dem vuran, üstelik TDPyi temsil eden bir vekilin bu tür haklı ve makul bir soruya cevabı. Başka ne inciler söyledi Zeki vekil? “Bu tür sorular işi gücü olmayanların sorabileceği sorulardır!”. Vay be. Kimlerle uğraşıyor Zeki vekil! ' Velhasıl ne ilk ne son, inşallah bakanımız öncelikle kendini çeki düzene alır, sonra bakanlığını yönetir kanaati ülkemizde yaygın olarak konuşulandır. TDP Başkanı Sayın Cemal Özyiğit bakanına ders vermelidir.