Alkol, aklı kullanma yeteneğini etkileyen ve düşünme kabiliyetinin kaybolmasına neden olan bir maddedir.
Günümüzde bilimsel olarak da kanıtlanmıştır ki en ufak bir faydası bulunmamaktadır. Avrupalı doktorlar öneriyor, günde birkaç yudum alkolun şu kadar faydası var, hikayeleri de gerçeklerle uzaktan yakından bağdaşmıyor. Beyinde oluşturduğu tahribat ve nerölojik etkileri noktasında ortaya konmuş olan çok sayıda araştırma söz konusu.
Dünya nüfusunun %25'inin alkol tükettiği tahmin ediliyor. Alkol tüketen her 25 kişiden birinin de bağımlılık derecesinde olduğunu ortaya koyan raporlar, araştırmalar var.
Özellikle içinde bulunduğumuz asırda Avrupa ülkelerinde alkol tüketimine ilişkin ciddi önlemler alınmaya başlandı.
Alkol tüketilecek alanların sınırlandırılması, alkollü araç kullanımına ilişkin ciddi yaptırımlar uygulanması ve en önemlisi de teşviklerin, yani alkol reklamlarının azaltılması alınan bu önlemlerden sadece bazıları.
Sağlık, Toplum ve Alkol Üzerine düzenlenen Avrupa Konferansı sonucunda ortaya çıkan rapor özeti aşağıdaki gibidir.
Raporun en dikkat çeken noktası ile başlayalım.
Bütün çocukların ve insanların, alkol tüketiminin olumsuz etkilerinden ve olanakların elverdiği ölçüde alkollü içki reklamlarından arındırılmış bir çevrede büyümeye hakları vardır, deniliyor...
Raporun devamı ise şöyle:
Her üye ülkenin birbirlerinden farklı kültürleri, sosyal, yasal ve ekonomik koşulları ile uyumlu olarak, aşağıda yer alan alkol eylemi ile ilgili şekilde sağlığın geliştirilmesi konusunda stratejiler uygulanırsa; bunun Avrupa Bölgesinin sağlık ve ekonomisine belirgin yarar sağlayabileceği, araştırmalar ve ülkelerdeki başarılı örnekler tarafından gösterilmektedir.

1. İnsanları, erken çocukluk döneminde başlayan yaygın eğitim programları oluşturarak, alkol tüketiminin sağlığa, aile ve topluma etkileri ve zararlarının önlenmesi veya en aza indirilmesine yönelik etkili önlemler konusunda bilgilendirmek.
2. Kazalardan, şiddetten ve alkol tüketiminin diğer olumsuz sonuçlarından korunmuş kamu alanı, özel yaşam alanı ve çalışma ortamı geliştirmek
3. Alkollü araba kullanımını caydırıcı yasaları çıkarmak ve yaptırımını sağlamak.
4. Sağlık hizmetlerinin varlığını denetleyerek - örneğin gençler için - ve alkollü içkilerin fiyatlarını etkileyerek – vergilendirme gibi- sağlığı geliştirmek.
Bu ve benzeri tüm raporlar da gösteriyor ki Avrupa ülkeleri, alkolden kurtulmaya gayret ediyor.
En yakın örnek ise güney komşumuz. Güneye geçtiğinizde hiçbir bilboard ve reklam tabelasında alkol reklamı göremezsiniz. Ancak aynı durum KKTC için geçerli değil nedense.
Özellikle Lefkoşa Girne yoluna çıktığınızda alkol reklamları eşliğinde ilerlemek zorunda kalmanız, meseleyi özetliyor sanırım.
Acaba birileri alkol tüketmemizi mi istiyor? Alkol tüketimini arttırarak toplumsal tahribat mı planlanıyor?
Sorularının altını çizerek, taktiri halkımıza bırakmak istiyorum...