Seçime günler kala dövizde dalgalanma yaratıp ekonomiyi etkilemeye çalışmak siyasidir. Türkiye istikrasız bir ülkedir, yatırım yapmayın, Erdoğan giderse ancak düzelir algıları zaten içte ve dışta yapılıyor. Devletin bildiği ve takip ettiği bankalar üzerinden döviz satışları daha sonrada çok büyük miktarlarda döviz alımları ile dalgalanma yaratılmış oldu. Önceleri yatırımcılar piyasadan TL yi topladı daha sonrada döviz alımı için ani hareketler ile kuru yukarı çektiler. Ancak cumhurbaşkanı Erdoğan serbest ekonomik modelden çıkmayacağız açıklaması ile hedeflerden bir tanesinin başarılmasına engel oldu.
Bu kur savaşı devam ederken KKTC başbakanı Erhürman’ın “başkan para birimine geçebiliriz, masada her alternatif görüşülmektedir” açıklaması hiç de doğru olmadı. Daha sonra “yanlış anlaşıldım” açıklaması ile durumunu düzeltir gibi olsa bile, ilk açıklaması ile Türkiye’ye açılan bu kur savaşına taraf olduğunu üzülerek izledik. Bizi tek tanıyan, her derdimize koşan bizden hiçbir yardımı esirgemeyen ayni millet olduğumuz anavatanımız Türkiye’dir, nasıl olurda iyi etüt etmeden konuşabiliyoruz.
KKTC merkez bankası başkanı Günay da dövizin yükselmesine çok da müdahale edemeyiz, ancak elimizden geleni yapacağız açıklaması ile de güven mi yarattı, yoksa güvensizlik mi? Konuşmasa daha iyi olurdu Türkiye merkez bankası bu şekilde açıklama yapmazken siz niye yapıyorsunuz anlayamadık. Döviz ile borçlanmayı yasaklamış olmuşlar da bu serbest ekonomik model ile ne kadar uyumlu.
Bu dalgalanma ile hedeflerin ne olduğunu iyi belirlemek gerekiyor, seçime 5 kala yapılıyorsa siyasi istikrarsızlık yaratıp mevcut hükümete zarar vermek birinci hedef olmaktadır. Bu tür saldırılar birden çok ülkede denendi, başarılı olanları var başarısız olanları da. Tarihi bilgileri araştıranlar benzer saldırı bir asır önce Osmanlı imparatoru Abdülhamit hana da yapılmış. Rus başkanı Putin’e yapılmış oyları %60’lardan %74 çıkmış, Türk halkı bu gelişmeleri iyi takip etmektedir.
Ben bir KKTC’li olarak büyük fotoğraf ile oyunu görmeden açıklama yapanlara tepkiliyim kim olursa olsun. Başbakan Erhürman’nın ekonomik gelişmeleri cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşmüş olmasına da anlam veremedim, çünkü Akıncı’nın görevi ekonomi veya maliye değil ki, adres yanlış. Hükümet döviz yükselmeye başladığı andan itibaren, derhal ekonomi kriz masasını oluşturmalı idi, ana muhalefet dahil paydaşlar ile ne yapılabileceğini Türkiye ile de görüşerek alınacak önlemler masaya yatırılması gerekiyordu, herkes böylelikle elini taşın altına koymuş olurdu.