Merhamet

Kargalar merakla izlediğim uçmasını iyi bilen canlılardandır, öylesine akıllılar ki anlatmam mümkün mü bilmiyorum .

Kargalar merakla izlediğim uçmasını iyi bilen canlılardandır, öylesine akıllılar ki anlatmam mümkün mü bilmiyorum . Her gün Zeytinlik deresi içerisinde yüzlercesi uçuşuyor. Olması muhtemel yağmur öncesi,rüzgar öncesi ,havanın tozlu topraklı günlerinde toplu olarak hep birlikte ,öterek ,uçuşları ile sanki posta güvercini gibi görev yapıyorlar . Çevredeki canlılar için bahçenin muhtelif yerlerine yaz sıcağında ,kedilerin olduğu kadar küçük serçelerin, fatsaların, dereden bahçeye geçen tilkinin, köpeklerin ve de kargaların susuz kalmamaları için su kapları koyduk, bıldırcınlar ve kumrular her gün bahçede evlerin bacası üzerinde çift, çift ötüyorlar. Bu ötüşlerde birbirlerine mutlaka iyi şeyler söylüyorlar ki görüntüleri mutluluk sergiliyor. Zeytin ağaçlarının gövdesini mesken tutan kocaman kara yılanı çok oldu görmedik. Soğuk korkunç hayvan diyorlar ama yılanın canına kastetmeyi hiç aklımıza getirmedik. Yılanlara,bahçe duvarı dışına su kapları koymaya devam ediyoruz. Bütün bu canlılar içerisinde sadık bildiğimiz hayvanlar dışında bir de karga olduğunu yıllardır gözlemleyerek öğrendim. Her gün ayni saatte ayni zeytin ağacı tepesine gelip konan karganın sadakatine şahit oluyorum.Kargayı fotoğraf kareme alıyorum. Baykuş’u uğursuz bir kuş görenlere karşı ben hep ona da sevgiyle baktım. Atadan kalma toprak parçası üzerinde, doğal bir ortamda, canlıların keyifli yaşam tarzları bizi dinlendirici ve huzurlu kılıyor. Kuru bir ekmek parçasını ağzında taşıyan karga havuz kenarına gelip ekmeğini ıslatıp sonra yediğine tanık olmak, serçelerin havuz üzerine pike uçuşu yaparak kendilerini yıkamaları rutin işleri arasında. Havuzdaki bizlerle oldukça samimimiler ki hiç yabancılık ve korku hissetmiyorlar. Sevildiklerini biliyorlar neden korksunlar diyoruz.Onlara birkaç cümle ile hatırlarını da soruyorum. Kargalar hakkında okuduğum bir hikaye ise oldukça ilginç. Bir köydeki kargalar çok çoğalmış ve köylülerin kurutulmuş etlerine zarar verdikleri görüldüğünden haklarında ölüm fermanı çıkmış. İçlerinden tek canlı kalan yavru bir karga olmuş. O kadar küçükmüş ki Kabile şefi onu yaşatmayı anca becermiş, üstelik ona kendi dillerini de öğretmiş,diğer başka dilleri de, artık karga diğer kabileleri gezdiği dolaştığı gibi duyduğu her şeyi gelip şefine anlatır olmuş. Düşmanların yakın takipçisi karga vazgeçilmez ve doğru haberleri ile kabilesine yardımcı olurken bir gün gittiği yerden dönüşünde büyük bir sessizliğe bürünmüş.Kabile şefi konuşmaz isen senin için savaşçıları göndereceğim sana ne olduğunu öğreneceğim dediği zaman 'Karga' yok göndermeyin bir kaç gün sonra yıldırım ateşinde yanacağınızı size söyleyemezdim der. Sonradan dedikleri de olur. Artık Karga haberlerinin doğruluğu daha da konuşulur olmuştur. Yunan mitolojisinde ise karga uğursuz olarak nitelendiriliyor ve bu kuşun kapkara oluşu nedenleri ile anlatılıyor. Anlaşılan odur ki karganın başına ne geldi ise dilinden gelmiştir diyen mitoloji kahramanları az değildir. Bizim bahçenin kargaları diğer hayvanlar ile de çok iyi geçiniyor hatta Fatma ve Nilgün Ponçinin kargası deyip köpeklerinin peşinden,uçmadan toprakta onları takip eden kargayı her gün izliyorlar.Ponçi'nin kargası geldi diyorlar. Diyeceğim o ki! kimi nasıl severseniz o da sizi öyle sever. Karşılıksız hiç bir sevgi yoktur. Bu günkü duamız ise çevremizde yaşayan hayvanlarımızı korumak adına insanların onlara 'MERHAMET'göstermesi için olsun...Hayırlı Cumalar dileğiyle...

Bu haber 2000 defa okunmuştur

:

:

:

: