Bir insan ömrünü neye vermeli?

Adamın biri bir gün bahçesinde otururken hayvan dışkısından top yapan bir böceği görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş: – Ey Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?

Adamın biri bir gün bahçesinde otururken hayvan dışkısından top yapan bir böceği görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:
– Ey Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?
Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa yakalanmış.
Derdine kimseler çare bulamamış. En sonunda bilge bir doktor, “Bak demiş bazen bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız yiyeceksin” demiş.

Adam 40 gün boyunca o pislikleri yemiş ve iyileşmiş.
Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atıp sakince çayını yudumluyormuş.

Birileri dayanamamış sormuş. “Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz sendeki bu rahatlık ne be adam ?!.”
Adam şöyle cevap vermiş:
– Kurban olduğumun bir kere işine karıştım. Bana kırk gün pislik yedirdi. İster yüzdürür, ister batırır. Ben karışmam kardeşim…
İşin şakası bir yana bazen istediğiniz kadar bir yöne doğru itmeye çalışın, hayat inadına farklı yöne akar gider.
Okul yıllarımızda olduğu gibi bazen hep bilmediğimiz yerlerden gelir ömür denen çileli yolun soruları.
Hep mücadele etmek, direnmek gerekir zorluklara ama bazen de suyun akışı yönünde bırakması gerek insanoğlunun kendisini kim bilir?
Çünkü bazen siz ne kadar çekerseniz çekin, rüzgar hep başka kıyılara atar sizi.
Bazen geminiz alabora olur, devrilir, denizin ortasında kalırsınız, istediğiniz sahile hiç ulaşamayacak gibi hissedersiniz.
O zamanlarda kulaç atmayı bırakıp, şöyle bir durmak gerekir belki de.
Elbette mutlaka o karaya ulaşmanın yolunu bulmalısınız. Ama bir süreliğine durmak size de iyi gelebilir, kara hiç görünmese bile..
Siz bu hayat rotasında büyük çileler, cefalar da çekebilirsiniz.
Ama Victor Hugo’nun o romanında yazdığı gibi, “Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.”
Yazının başında anlattığımız o öyküdeki bilgenin dediği gibi, her şey olacağına varıyor sonunda.
İyiler de bizim, zor zamanlar da bize ait şu hayat yolunda.
Toplamına ömür diyorlar o yüzden günün sonunda…
“Bir insan ömrünü neye vermeli” diye soracak olursan…
Nazım bulamamış, bu satırların yazarı da hala arıyor yolun yarısında…

Bu haber 294 defa okunmuştur

:

:

:

: