Star Kıbrıs verdiği sözü tuttu, İskele’de yaşanan skandalın peşini bırakmadı.
Denize 100 metre mesafede yapılması gerekirken, 15 metre uzaklıkta yapılan ve tanesi 750 bin sterline satılan lüks evlerle adeta yağmalanan Kalecik sahilindeki skandalı belgeleriyle ortaya koydu.
İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, ısrarlı çağrılarımıza rağmen bugüne kadar Ada TV’ye gelmedi.
Ancak gittiği tüm TV kanallarında “Bu bana karşı yapılan kasıtlı yayınlardır, seçimlere bir ay kala yapılması manidardır, çamur at izi kalsın türden aslı astarı olmayan iddialardır, gerçeği yansıtmıyor” diye kendini savunmaya çalıştı.
Ancak Gazeteci Haluk Doğandor’un ortaya çıkardığı belgeler, çok net olarak bir gerçeği ortaya koydu.
İskele Belediye Başkanı Sayın Hasan Sadıkoğlu, ilgili daireler tarafından resmi yazılarla uyarılmasına rağmen, iki inşaat hakkında verilen olumsuz görüş ve resmi yazıları dikkate almamış, inşaat izinlerini vermişti.
Star Kıbrıs’ın yaptığı haberler karşısında, “olumlu görüşler geldi ve izin verdim” diyerek kendini savunan Başkan Sadıkoğlu’nun bu savunması da böylece çökmüş oldu.
Tabi durum böyle olunca bu iki inşaat şirketi, milyon sterline varan rant elde etti.
Turizm ve Çevre Bakanlığı’na bağlı Çevre Koruma Dairesi, İsrailli firmanın deniz kenarındaki ek ilave inşaatlar için ÇED kararı alınmadan inşaata başladığı tespit edildiğinden 10-03-2016 tarihinde iskele Belediyesi ve İskele Kaymakamlığı’na resmi yazı yazdığı ortaya çıktı.
Bu yazıda İnşaat izin makamı İskele Belediyesi açıkça uyarılmış, ÇED raporu almadan sahilde inşaatlara başlandığı bilgisi verilmişti. Ancak kendisine ulaşan bu yazıya rağmen İskele Belediyesi herhangi bir işlem yapmamış, inşaat şirketini uyarmamış, kıyıya 15 metre kala beton yapılar tamamlanmıştı.
Şehir planlama Dairesi Gazimağusa Şubesi de bundan 3 ay evvel bunların inşaat iznine uygun olmadığını belirtmişti.
Peki gerçekler bu kadar açık bir şekilde ortaya çıkmışken, bundan sonra ne olacak?
Başkan Sadıkoğlu, yasaların emrettiği gibi bu inşaatları durduracak mı?
Başkan bunu yapmıyorsa Turizm ve Çevre Bakanlığı yasaların apaçık çiğnenmesi karşısında harekete geçmeyecek mi?
Bakanlık bir adım atmıyorsa her fırsatta anayasa ve hukukun üstünlüğünü egemen kılmak için çaba göstermekten söz eden Başbakan Erhürman’ın bir tasarrufu olmayacak mı?
İskele Kalecik sahili gözümüzün önünde bu şekilde yağmalanırken, siyasiler, milletvekilleri, hükümet ve devletin tüm yetkili ve sorumlu organları…
“Görmedik, duymadık, bilmiyoruz mu” diyecekler?
Sahiller kamunun ortak malı değil miydi?
Halkın malı bu şekilde yağmalanırken, devleti yönetenler daha ne kadar üç maymunu oynayacak?
Bu soruya verilecek cevaplar ya bundan sonra bu tür yağmaların yolunu ardına kadar açacak. Ya da yapanın yanına kar kalmadığı anlaşılırsa, bu yağma defteri sonsuza kadar kapatılacak.
Devleti yönetenler anayasa ve yasaların üstünlüğünü egemen kılmayı vaat ederken bu temel gerçeği de göz ardı etmemeliler.