KKTC’de 2005’ten beri sertifikalı organik tarım yapılıyor, ilgi her geçen yıl artıyor...
6 bin 300 dönümlük alanda toplam 128 üretici organik tarım yapıyor… 32’si sertifikalı..
Tarımda kullanılan kimyasalların gıdalarda bıraktığı kalıntıların vücutta birikmesiyle zaman içinde sağlık sorunlarına neden olabileceği gerçeği, dünyada olduğu gibi KKTC’de de insanları organik tarıma, organik ürünlere yöneltmiş durumda. Organik tarım yatırımlarıyla birlikte organik gıda pazarı, dünyada her geçen yıl büyük bir artış gösteriyor. Dünyada 90 milyar dolara ulaşan organik gıda pazarının büyüklüğünün,
2025’te kat kat artarak 320 milyar dolara yükselmesi öngörülüyor.
Hazırlana Organik Tarım Yasa Tasarısı, öncelikle ülkede organik tarım faaliyetlerinin yasal zeminde gerçekleştirilerek, ürünlerin etkin denetim, kontrol ve sertifikasyon ile doğru etiket bilgileriyle piyasaya arzını ve bu yönde de desteklerin sağlanmasını öngörüyor.
Ancak, tarladan sofraya her aşamada zorunlu kılınan kontrol ve sertifikasyon noktasında, KKTC’de Türkiye üzerinden organik ürün sertifikası veren uluslararası şirketin Türkiye’deki faaliyetlerini sonlandırması ve AB müktesebatı dışındaki KKTC’de artık bu hizmeti veremeyeceğini bildirmesiyle ciddi bir sıkıntı ortaya çıktı. AB Koordinasyon Merkezi aracılığıyla başlatılan istişarelerle sıkıntı aşılmaya çalışılıyor.
ŞAHALİ
Organik tarım konusunda Türk Ajansı-Kıbrıs (TAK)’ın sorularını yanıtlayan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, gıda güvenliğiyle ilgili, tüketicilerde her geçen gün artan bir ilgi ve zaman zaman da artan bir kaygı söz konusu olduğuna işaret ederek, “görevimiz pazardaki gıdaların güvenliğinin mutlak olmasını sağlayacak bir organizasyonu geliştirmek ve sürdürmektir, biz bunun için çaba sarf ediyoruz” dedi.
İLGİ YÜKSEK”
“Gıda güvenliğinin en üst noktaya çıktığı alan da organik tarımdır” diyen Şahali, o yüzden hem organik olmayan ürünlerin güvenliği bakımından, hem de organik ürünlerin organik prensiplere bağlı yetiştirilmesi bakımından bakanlığın, kapasitesini artırma gayreti içerisinde olduğunu, mevzuatın da oluşmuş olmasıyla çok daha etkin bir görevi yerine getirebileceğini söyledi.
SERTİFİKASYON
KKTC’de şu an, 6 bin 300 dönümlük alanda organik tarım yapan toplam 128 üreticinin 32’sinin sertifikalı olduğu, 96’sının ise geçiş döneminde olduğunu belirten Şahali, AB’nin yetkili sertifikasyon firmasının kriterlerine göre yürütülen faaliyetlerin, yasanın geçmesiyle yasal mevzuat çerçevesinde, bakanlığın da etkin denetimiyle sürdürüleceğini ifade etti.
Bakan Şahali, bununla birlikte, AB’nin anlaşmalı sertifikasyon firması ICEA bölgedeki operasyonlarını durdurduğu için yeni bir firmaya geçiş ihtiyacı olduğunu, bunu henüz sağlayamadıkları için de sıkıntı yaşandığını anlattı.
KONTROL VE DENETİM
Şahali, bu sürede, Bakanlığın, yasanın geçici maddesi uyarınca, mevcut organik üreticilerin bakanlığın görevlendireceği denetçiler tarafından kayıtlarını, izlenebilirlilik bilgilerini, yani organik tarıma devam ettiklerine dair kayıtlarını tutarak, AB’den onaylı yeni bir kontrol kuruluşu yetkilendirilinceye kadar denetimlerini sürdüreceğini vurguladı.
Yasada öngörülen, devletin denetim mekanizmasının oluşturulması ve işletilmesinin, organik tarımın devamı ve geliştirilmesi bakımından da elzem olduğuna işaret eden Şahali, organik tarım denetçilerinin eğitimiyle ilgili olarak da ileriki günlerde Türkiye Tarım Bakanlığı ile protokol imzalayacaklarını belirtti.
Organik satış noktalarının çoğaldığını ve ürün bulmakta zorlandıklarını belirten Şahali, “organik ürün ithal etme yönünde ciddi talepleri var. Yan taraftan (Güney Kıbrıs’tan),uzaktan değil yani, yan tarafta var. Ben buna da uzak değilim. Eğer bu sertifikasyon risk altına girerse, organik ürün talep eden tüketiciyi gözetecek bir yaklaşımım olacak benim, işletmeciyi de korumak anlamında. Yani organik işletmecilere, organik ürün yoktur diye kapatın dükkanı mı diyeceğim, yoksa tamamen dışa bağımlı hale mi getireceğim?” şeklinde konuştu.
VURANA
Tarım Dairesi Müdürü Kuntay Vurana da, KKTC’de yürütülen organik tarım faaliyetleriyle ilgili TAK’ın sorularını yanıtlayarak bilgiler aktardı.
KKTC’de ilk organik tarım sertifikasının 2005’te verildiğine işaret eden Vurana, o yıl 14 kişinin sebze, meyve gibi ürünlerine sertifika alırken, bu sayının yıllar içinde arttığını belirtti.
2015’te toplam 4 bin 800 dönümlük alanda organik üretim yapan 68 kişi sertifika alırken bugün ülke genelinde toplam 6 bin 300 dönümlük alanda organik tarım yapıldığını; 128 üreticinin 32’sinin sertifikalı, 96’sının ise geçiş döneminde olduğunu ifade etti.
3 zeytinyağı işletmesi
Sertifikalı 32 üretici arasında 3 de zeytinyağı işletmesi bulunduğunu belirten Vurana, Cittaslow kent olan Mehmetçik Belediyesi ile Tarım Bakanlığı arasındaki protokol çerçevesinde bu bölgede organik tarım yapan 68 kişilik bir grubun geçiş döneminde olduğunu, bunun haricinde ülke genelinde 60 kişinin bireysel olarak organik tarım yaptığını, bu 60 kişiden 32’si sertifikalı, 28’inin de geçiş döneminde olduğunu kaydetti.
CANDAN
Cumhuriyet Meclisi Avrupa Birliği Uyum Yasa Tasarılarını Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici ve Özel Komitesi Başkanı Armağan Candan ise, komiten oybirliğiyle geçen Organik Tarım Yasa Tasarısının hazırlanması süreciyle ilgili TAK’a bilgi verdi.
Yasayı,“ülkemizde büyük öneme sahip gıda güvenliği alanında, sağlıklı gıdaya yönelik büyük bir adım” olarak değerlendiren Candan, Yasa Tasarısının yürürlüğe girmesiyle, organik ürünlere yönelik talebin karşılanması, kaliteli organik ürünlerin tedarik edilmesi ve tarım sektöründe organik ürün piyasasının güçlenmesinin sağlanacağınıbelirtti.
Candan, günümüzde sağlıklı gıda, gıda güvenliği bilinciyle organik tarıma büyük bir yönelme başladığına işaret ederek, gerek AB’de gerekse ülkede organik ürün üretimi ve tüketiminin arttığına vurgu yaptı.
Organik tarımla ilgili gerek mevzuat gerekse uygulama çalışmalarının AB’ye uyum çalışmaları kapsamında 2006 yılı itibari ile başladığını anımsatan Candan, Organik Tarım Yasası’nın, 2014 yılında Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığının ilgili daireleri, özellikle Tarım ve Hayvancılık Daireleri tarafından hazırlandığını hatırlattı. Candan, Yasa Tasarısının hazırlanmasında, Avrupa Birliği’nin organik tarım ile ilgili 834/2007 sayılı Konsey Tüzüğü ana referans olarak kabul edilerek, kendi yapımıza uyumunun sağlandığını anlattı.
Organik tarım, üye ülkelerin tarım politikaları arasında büyük öneme sahip olurken, ortak tarım politikası ve kırsal kalkınma destekleri ile büyük ölçüde desteklenmektedir. Örneğin, AB’de kırsal alanların geliştirilmesine yönelik olarak 2014-2020 yılları için çok yıllık bir plan oluşturularak, AB’nin ‘yeşil’ ortak tarım politikası ile kırsal alanlara yönelik 100 milyar Euro’luk bir bütçe ayrılmış, bu miktarında yüzde 30’unun kırsal kalkınma programı ile organik tarıma yönelik verilmesine karar kılınmıştır.”
Armağan Candan, organik tarımla ilgili tüm yerel ve uluslararası standartların, üretimin tarladan sofraya kadar her aşamasının kontrolünü ve sertifikasyonunu zorunlu tuttuğunu belirterek, “kontrol ve sertifikasyon bu nedenle organik üretimin ilk basamağı olarak kabul edilmektedir” dedi.