Şimdi ne yapalım Sayın Özersay? Elektrik faturalarını ödeyelim mi?

KIBTEK Yönetim Kurulu, Bakanlar Kurulu kararıyla elektrik ücretlerine okkalı bir zam yaptı. Yüzde 15 ile 32 arasında kademeli olarak değişen zam, halkın belini büktü. Bu altı aylık hükümetin elektriğe yaptığı ikinci zam oldu.

KIBTEK Yönetim Kurulu, Bakanlar Kurulu kararıyla elektrik ücretlerine okkalı bir zam yaptı. Yüzde 15 ile 32 arasında kademeli olarak değişen zam, halkın belini büktü. Bu altı aylık hükümetin elektriğe yaptığı ikinci zam oldu.
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Müdürü Mehmet Salih Gürkan zammı, özellikle fuel-oil ve kurdaki artışla savundu. Düzenleme yapılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bu açıklamayı elbette anlıyoruz.
Ama Sayın Gürkan’a cevabı aslında 7 Ocak öncesinde yaptığı haklı muhalefet ile Başbakan Tufan Erhürman vermişti. Ne demişti Sayın Erhürman?
“Kurdaki artışları zam olarak yansıtacaksanız, bunu o koltuğa oturan bir muhasebeci de yapar. Size ne gerek var…”
Hükümetin ve KIB-TEK’in görevi bu zamları her şeye rağmen önlemek değil mi?
Daha doğrusu bu vaatle iktidar olmadılar mı?
Peki hükümetin diğer büyük ortağı Halkın Partisi cephesi bu zamlara nasıl yaklaşıyor?
Sayın Kudret Özersay, 5 yıl önce aynı bu şekilde elektriğe yapılan zam yağmuruna “Faturaları ödemeyin” diye tepki göstermemiş miydi?
Sayın Özersay, o gün takındığı “sivil itaatsizlik” eylemini acaba bugün nasıl değerlendiriyor.
O günün ‘Toparlanıyoruz Hareketi’ lideri, bugünün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, bu konuda suskun kalırken, açıklama Halkın Partisi Genel Sekreteri Yenal Senin’den geldi.
“Kötü yönetimin faturasını vatandaş ödesin diyorlardı, biz de ödemeyelim demiştik” diye sözlerine başlayan Yenal Senin, bugünün o günden farklı olduğunu öne sürdü.
O farkları da kendisine göre şöyle sıraladı:
“Vatandaş ödemek zorunda bırakılıyor ama başta bakanlıklar olmak üzere kamu kurumları faturalarını ödemiyorlardı.
O dönemde bazı otellere yüklü miktarda elektrik faturalarında silme yoluna gidiyorlardı, oysa sıradan vatandaşa bir rakama ulaştığı anda kesiyorlardı.
Zam ertesinde belirli bir süre geçtikten sonra “indirim” yapma sözü vermişlerdi ama o tarih geldiğinde indirim yapmamışlardı.
Elektrik borcunu ödemeyen ve kıyak geçilen diğer özel kesim işletmelerinin kaçının borcunun yapılandırıldığını kamuoyu ile paylaşmıyorlardı.
O dönemde akaryakıt dünya piyasasında o oranda artmıyor hatta zaman zaman düşüyordu ama yine de zam yapılıyordu…”
Peki bu açıklama kamuoyunu ikna etti mi?
Ayda ortalama 300 lira fatura ödeyen biri bu ay geçen aya göre 100 lira daha fazla ödeyecek.
Vatandaşın cebi yanıyor, kimseyi buna ikna edemezsiniz.
Hem Sayın Erhürman’ın hem de Sayın Özersay’ın açıklamaları, siyasette çok bilinen bir hastalığın yeniden ortaya çıkmasıdır. Nedir o hastalığın adı?
“Dün dündür, bugün bugün…”
Türkiye, merhum Demirel’in siyaset literatürüne armağan ettiği bu sözden çok çekti.
Umarım KKTC’nin yeni liderleri de bu sözü kendilerine şiar edinmezler…

Bu haber 487 defa okunmuştur

:

:

:

: