Rum lider Anastasiadis dün yaptığı açıklamada müzakerelerin, BM Genel Sekreteri’nin 'parametre' olarak ortaya koyduğu altı noktayla birlikte Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlaması beklentisi içinde olduğunu bildirdi.
Yani Rum lider, Crans Montana’da geçen onca zamana rağmen meseleyi buzdolabına koymuş, şimdi de pişkin pişkin “Nerede kalmıştık” diye sorma cüretini buluyor kendisinde.
Oysa bu mantığın içinde çok temel bir yanlış var. İsviçre’deki görüşmelerde kaldığımız yer, aynı zamanda masanın dağıldığı, tarafların uzlaşamadığı nokta değil miydi?
Bir başka deyişle güvenlik ve garantiler meselesinde iki taraf da kırmızı çizgisini açıklamamış mıydı?
Şimdi tarafların hangi anlayışlarında bir değişim yaşandı ki, kaldığımız noktaya yeniden dönerek görüşmelere başlayacağız?
Tam aksine o noktada uzaklaşmak, başka bir noktada buluşmak gerekmiyor mu?
Ama niyet başka.
Türk tarafının başta harita vermek olmak üzere attığı adımları cebine koymak isteyen Rum tarafı, bu kazanımlarını heba etmeden yeni tavizler peşinde koşuyor.
Oysa Cumhurbaşkanı Akıncı’nın sözcüsü Barış Burcu, o haritayı da BM kasasından çektiğimizi açıklamıştı.
Ama elbette bir defa taraflar haritayı görmüş oldu. Yani bizim nereleri feda edebileceğimiz konusunda bir fikre sahip oldukları için pazarlığı oradan başlatmak istiyorlar.
İşte yarım asırdır içinde çıkılamayan Kıbrıs sorununun kaynağı bu anlayıştır.
Bir adım ileri, iki adım geri anlayışıyla günün sonunda gelinen nokta, eskisinden daha beter bir duruma dönüşebiliyor.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Erdoğan, gerçeği çok net özetledi:
“Rumlar masadan öyle ya da böyle her zaman kaçmıştır. KKTC ve Türkiye ise kararlı duruşunu hep ortaya koymuştur. Türkiye ilerleyen süreçte konumunu koruyacak. Ancak nereye kadar? Buna bir cevap bulmak kolay değil. Er ya da geç Türkiye Cumhuriyeti olarak herhalde biz de bir karar vereceğiz. Olacaksa olacak. Nasıl olacak? Bundan sonra bunu da siz düşünün diyeceğiz ve adımımızı da atacağız.”
Başkan Erdoğan’ın Kıbrıs ziyareti dönüşünde yaptığı açıklamada söylediği sadece bu sözler bile Kıbrıs sorununun artık başka bir aşamaya geçtiğini işaret ediyor.
Yazının başlığında ifade ettiğimiz gibi Crans Montana’da kaldığımız yer, aynı zamanda müzakerelerin tıkandığı, masanın devrildiği yerdir.
Bir daha o noktaya dönmeye imkan yoktur. Rum liderin söylediklerine bakıp kimse boşa umut pompalamasın. Kıbrıs Türk halkının artık boş lafa karnı tok. Bu böyle biline…