Neden tasarruf edemiyorum?

Zaman zaman çoğu insan bu soruyu kendine yöneltir. Tasarruf etmesi gerektiğini bilir fakat nasıl yapacağını, nereden başlayacağını bilemez.

Zaman zaman çoğu insan bu soruyu kendine yöneltir. Tasarruf etmesi gerektiğini bilir fakat nasıl yapacağını, nereden başlayacağını bilemez. Halbuki paranın çoğalan ve verimli bir yapısı olduğunu bilir bilmesine de; o para geldiği gibi gider elinden. Kapital sistemin içerisinde kaybolur gider para da sahibi de... Vaktin nakit olduğunu bilir. Ve hatta vaktinin son damlasına kadar da verimli çalışır. Fakat o nakit yok mu o nakit... Geldiği gibi gider de. Son zamanlarda çok sık karşılaştığım soru şu oluyor; “Ya Pelin nasıl tasarruf edeceğim?”

Hadi bakalım elimden geldiğince cevaplamaya çalışayım o halde bu haftaki yazımda.
Öncelikle ilk kural muhasebe defterin olsun arkadaşım. Sana tablolar çiz, profesyonelce gelir gider kalemlerini tut demiyorum yanlış anlama. En basitinden ayır ikiye sayfayı, yaz bir tarafa gelir kalemlerini, yaz öteki tarafa da gider kalemlerini. Ama unutma burada dikkat etmen gereken husus her giderini yazmak. Mesela aldığın 20 liralık bir ürünü dahi geçir defterine. Ivır zıvır, ufak büyük neye ne harcadıysan yaz. Önce bir tablonu gör. Sonra ay sonunda bak bakalım bu harcamaların gerekli miydi diye... Ufak diye gözüne çarpmayan şeylerin toplamda ne kadar büyük tutarı oluşturduğunu gör. Sonrasında düşün bakalım nelerden tasarruf edebilirim diye... Ama kapitalizm o kadar işlemiş ki benliğimize; umarsızca para harcamak alışkanlığımız haline gelmiş. Bunu sağlamak için de boşa geçirilen zaman kayıp, vakit nakittir diyerek didinmiş, çabalamış durmuşuz. İşte burada da hoş geldin kapitalist insan diyorum. Hepimiz kapitalist kültürün insanları oluyoruz bir anda.
Evet, bu durumu fark ettiğimize göre gelelim diğer mühim meseleye. Hedef koymaya yani. Öncelikle maaşınızı aldığınız gibi bir kısmı unutun atın kenara. İlk işiniz hedef koymak olsun mesela. “Şu kadar tutarla başlayacağım” gibi. Sonra da yatırım araçlarını araştırıp, değerlendirirsiniz birikiminizi. Örneğin, bileşik faizi araştırırsın. Mantığına yatan yolu bir şekilde bulursun. Yeter ki birikimin olsun. Hadi geçmişe götüreyim sizi biraz. Annelerimizin altın gününe! Gayeleri bir şekilde para biriktirmekti. Sonrasında da o birikimle ya altın bilezik alırlardı yada hoop bankaya faize dahil ederlerdi. Evine bulaşık makinesi, yeni çıkan ütüyü alan da vardı. Yani harcayan... Ama bir şekilde biriktirirlerdi. Açgözlülük mü? Asla! Şimdiye bakalım bir de. Her koşulda açgözlülüğümüz mevcut. Halbuki vakit nakittir sözünü burada da hatırlamamız gerekli. Örneğin, bir ürünü parasal değeri yerine gerçek değeriyle düşünmemiz gerek. X ürününün değeri 50 lira değil de 1 saatlik çalışmanın karşılığı gözüyle bakmamız gerek. Yani çalışma saatlerimizin değerleriyle ölçmek lazım tercihlerimizi. Sonrasında ise ürünün hayatımızdaki yerini düşünmemiz lazım. Mesela bir, iki gün düşünmek ve sonrasında almak gibi. Bakın o zaman tasarruflar başlıyor mu başlamıyor mu? Ne de olsa devir tasarruf devri... Hadi başlayalım o halde.


Bu haber 330 defa okunmuştur

:

:

:

: