Dört partili bir hükümet kurulduğu günden itibarendir sıkıntı bitmedi gitti. Ekonomik boyutu bir tarafı, ancak gerçek bir haklılığı var ki hükümetin bu döviz kuru dalgalanması ve ona bağlı olarak, halkımızın cebindeki paranın erimiş olmasına çok da müdahale şansları yoktur. Piyasaların ucuzlatılması konusunda mutlaka yapılacak birçok iş alınacak önlemler vardır, bunları da almada hükümet geç kaldı. Dört ayrı partinin oluşturduğu hükümet programını yürütmek çok da kolay olmadığını bu yedi aylık hükümet döneminde görmüş olduk.
Kıbrıs sorununda tamamı ile farklı görüşleri olan partilerin de ortak bir Kıbrıs politikası olamamıştır. Bunun sıkıntılarını geçtiğimiz günlerde karşılıklı açıklamalar ile CTP- HP milletvekilleri halkımıza duyurmuş oldular. Kıbrıs sorunu yalınızca bizi ilgilendiren bir sorun değildir Türkiye bu sorun da en büyük aktörlerdendir. Türkiyesiz bu sorunu çözmek istemek hayalden öteye gidemez, halkımızın ezici çoğunluğu güvenliğini ve geleceğini Türkiye’nin ancak garanti edeceği bir çözümde görmektedir.
İçte bu kadar sorun varken hükümetin bir bakanı TDP Girne milletvekili Zeki Çeler, güney Kıbrıs’a gidip Baf hava limanından Ürdün’e tatile gidiyor, uçuşların daha ucuz olduğu için bu yolu seçiyor, ucuzluk ile hiçbir alakası yoktur Çeler siyasi mesaj veriyor. Çeler’i tanıyorum zeki bir insan, siyasi mesajını verdi, tabi ki Türkiye’ye ancak kendisi için en büyük sorun KKTC de Çeler çalışma bakanı ve daha asgari ücret belirlenmedi. Halkımızın alım gücü yaklaşık %40 azaldı bu döviz kurlarından dolayı gelen pahalılık da, çalışan kesim bunu beklerken Çeler, bakan olarak tatilde olmadı Zeki bey.
Hep bunlar olurken KKTC polis teşkilatı, rüşvet, yolsuzluk, sahtecilik iddiaları ile sarsıntılar geçiriyor. Hiçbir iddia yargı önüne gelip suçlu olarak yargılanmadıkça, iddia olarak kalmaktadır. İsmi geçen şahıslar yargılanıp suçlu bulunmadıkça, zanlı olarak kalır, aklanırsa da suçsuz olduğu kesinleşir, onun için acele ile yorum yapmaktan kaçınmalıyız.
Ancak bu şekilde ki iddialar çok ciddidir, çünkü güvenlik birimlerinden bahsediyoruz. Halkımızın beklentisi bu gizli yürütülen operasyonların bir an önce aydınlığa kavuşturulması, eğer suçlularda varsa bağımsız yargımız önünde hesap vermeleridir. Tekrarlıyorum yargılanmayan hiçbir kişiye suçlu gözü ile bakmak insan haklarına da aykırıdır.