Döviz ateşi Türkiye ile birlikte bizi de yakıp kavuruyor. Dolar/TL kuru, dün bankalarası piyasada 5,19 seviyesini aşarak zirveyi yeniledi. Hiç şüphesiz para piyasalarındaki bu gerilimde Türkiye ile ABD arasındaki Rahip Brunson gerilimi önemli bir yer tutuyor.
Döviz ateşi Türkiye ile birlikte bizi de yakıp kavuruyor. Dolar/TL kuru, dün bankalarası piyasada 5,19 seviyesini aşarak zirveyi yeniledi. Hiç şüphesiz para piyasalarındaki bu gerilimde Türkiye ile ABD arasındaki Rahip Brunson gerilimi önemli bir yer tutuyor.
Beyaz Saray'ın, ABD'li Rahip Andrew Brunson'ın tutukluluğu nedeniyle Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında yaptırım kararı alması, Türkiye'nin mütekabiliyet yasası çerçevesinde buna aynı şekilde cevap vermesi gerilimin dozunu daha da arttırdı.
Peki Türkiye-ABD gerilimini sadece Rahip Brunson kriziyle açıklamak mümkün mü?
Elbette değil.
Son zamanlarda Orta Doğu'da atmak istediği her adımda Washington yönetimi karşısında Ankara'yı buluyor.
Özellikle bölgedeki Türkiye-İran-Rusya yakınlaşması ABD'yi fevkalede rahatsız ediyor.
Suriye'den sonra planlarının ikinci aşmasında olan İran'da da Trump yönetimi beklediği koalisyonu oluşturamamanın hayal kırıklığını yaşıyor.
Nitekim geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Donald Trump, İran ile varılan nükleer anlaşmadan çekildiklerini ve İran'a yönelik yaptırımların yürürlüğe sokulacağını duyurmuştu.
Trump'ın kararının ardından ABD Hazine Bakanlığından, İran'a yönelik ilk yaptırım paketinin 6 Ağustos'ta, ikinci yaptırım paketinin de 4 Kasım'da devreye gireceği bildirilmişti.
Bu yaptırımların başından beri karşısında olan ve ticaretinin önemli bir bölümünü İran ile yapan Türkiye'nin tutumu başından beri biliniyor.
Ancak ABD'yi sarsan asıl açıklama dün Brüksel'den yapıldı.
AB, Fransa, İngiltere ve Almanya'dan İran'a yaptırım konusunda ortak açıklama yaptı.
Buna göre, AB hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı uyarınca İran ile meşru ticaret yürüten Avrupalı firmaları koruma konusunda kararlı olunduğu bildirildi.
Yani ABD'ye 'bizim çıkarlarımız İran ile ticaretin devam etmesi yönünde' dendi.
Bu ABD'nin bugüne kadar ne Brüksel'den ne de Ankara'dan işitmediği sözler.
O yüzden giderek hırçınlaşıyorlar. Eskilerin bir sözü vardır. 'En tehlikeli kurşun atmadığın kurşundur' derler.
ABD yıllardır göstererek bölgeyi korkuttuğu o kurşunları artık atmaya başladı.
Dövizdeki bu yükseliş bu atılan kurşunların sonucu. Peki o kurşunlar bitince ne olacak?
Başkan Erdoğan yıllar önce 'dünya beşten büyüktür' diyerek gelişmiş ülkelerin dünyaya canları istediği gibi hükmetmesine karşı çıkmıştı.
Belki şimdi de 'Dünya ABD'den büyüktür' diyerek insanlığa sadece zulüm ve gözyaşı pompalayan ABD'ye dur deme zamanı gelmiştir.
Ne dersiniz?