Ekonomik kurtuluş savaşındayız

Malum ve çile işimiz gereği reel sektörle iç içeyiz. Kimi zaman finansman kimi zaman üretim verimliliği ve daha profesyonelce kriz yönetimi konularında sahada tecrübe edinerek yumurtaların üzerinde yürüyoruz.

A P

Malum ve çile işimiz gereği reel sektörle iç içeyiz. Kimi zaman finansman kimi zaman üretim verimliliği ve daha profesyonelce kriz yönetimi konularında sahada tecrübe edinerek yumurtaların üzerinde yürüyoruz.

Şirket sahiplerine varlık ve yükümlülüklerinde aldıkları riskleri, doğru kredi seçimini ve nakit akım planlamasını anlatırken bazen çok zorlanıyoruz açıkçası yoğurdu üfleyerek yiyelim demek gerçekten zor. Tahsilat yapın demek kolay ama görünen köy kılavuz istemez çok zor bir dönemin içinden geçmekteyiz.

Aman bir hata yapmayalım, işimizi en iyi şekilde yapalım telaşındayız lakin evdeki hesap çarşıya uymuyor. Bu arada öğrendiğimiz bilgileri, analizimizi ve beklentilerimizi tamamen özgür ve serbest bir şekilde bu sayfalarda sizlerle paylaşıyoruz. Bunun için Star gazetesinin yönetimine teşekkür ederim.

Genelde döviz ve kurlarla ilgili yorumları yakından takip ederim. Tek gerçek artık kimsenin bir şey bilmediği, bırakın tahminleri spekülasyon dahi yapamadığıdır.
Hepimizin sohbet edip ekonomice konuşurken İsviçreli finans üstatlarını taklit sevdasındayken kurlardaki oynaklıkların devam edebileceğini, yeni rekorların söz konusu olmaya devam ettiğini net bir şekilde hatırlıyorum. Dalgalanmalar devam ederken rekorlar da peş peşe gelmeye devam ediyor. Bahaneler bitti bahane üretmesi kolay, hele minareye kılıf uydurmak çok çok kolay lakin IMF ye yeniden müşteri edildik daha doğrusu gümüş tepside sunulduk ve malum tehlikeler maalesef masada analiz ediliyor.

Her seçim öncesi, her yönetenlerin döviz düşecek açıklaması sonrası aniden yukarı giden kurları ekonomik terimlerle açıklamak son derece anlamsız. Kaldı ki dış ticaret verilerinin resmi verilere göre açıklandığını, gayri resmi ihracatın rakamlara dahil edilmediğini hepimiz biliyoruz.

Geçmiş analizleri incelerken tek net veri şudur ki dövizin yükselmesinin de döviz cinsi borçları artırmaktan başka bir işe de yaramadığıdır. Bunu ödemek için daha fazla vergi toplamak yada geliri arttırmak mı öncelikli olacak bilemiyorum ama zamların ve yüzde 50 devalüasyon yaşayan bir ülkenin yaşadıkları aşikardır.

Hele mevcut borçların çevrilmesinde olası ABD tehditleri devreye girerse demeden girmesi ortam rahat değilken mega stresli bir atmosferde hissetmemiz gayet doğal .
Velev ki ben ekonomik savaşın generallerinden olsam kimi zaman fon girişleri engellenmeye çalışılarak kimi zaman manipülatif hareketlerle ortamı gererek ekonomiyi yavaşlatma çabalarının ötesine giderek değerli kilit noktalarını ortamdan faydalanarak ele geçirmeye devam ederdim.

Şimdiki mali müdafaada olan taraf olarak misilleme yaparken bu hareketlerde kalıcı zarar görmemek ve çarkın dönmesini sağlamak olduğunu hepimizin idrak etmesi çok önemli.

Bankalar bu misyonda baş rolde, üst yönetimin Sahaya inmesinin zamanı geldi kriz artık kriz olmaktan çıktı. Zaman nakitten değerli uygun zamanda müdahale şart .
Ekonomik savaş ta ilk çatışma gecen hafta perşembe gününden beri devam ediyor. Bankaların kredileri yapılandırması ve sıcak parayı sahaya sokması, reel sektörle bu derbeder günleri beraberce yekpare tek vücut halinde çarpışması gerekir. Ekonomik bir makalede askeri jargonu kullanacağım rüyamda bile görmediğim bir tecrübe,
lakin EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞINDAYIZ.

Merak etmeyin dayak yiye yiye dayak atmayı da öğreneceğiz. Krizler fırsat olabilir, turizm yatırımları yapmanın tam zamanı. Kıbrıs’ta yaklaşık 20 bin yatak varken bunu derhal yukarı taşımalıyız. Adanın tek geliri Turizm ve bu kriz bulunmaz bir fırsatken seri davranmak lazım. Artan döviz kurları Türkiye’den gelecek binlerce misafir demek.

İstemeye istemeye, dövizin teknik detay görünümlerine bakmak zorunda hissediyorum kendimi. Yüzde 50 dolar, yüzde 50 Euro’dan oluşan döviz sepetini hayal edin, korku filmini izler gibi bakar bulurken gözüme çarpan teknik göstergelerin 9 Temmuz 2018 gününden beri yukarı sinyalleri ürettiğini bağıra bağıra, göstere göstere geldiği o zaman 4,98 TL seviyelerindeydi. 2 Ağustos 2018 günü değeri ise 5,5104 TL seviyesine kadar yükseldi. Teknik olarak üst bollinger bandın delinmesi yaklaşık 3 gün içerisinde kar satışı olacağı anlamına gelse de yukarı trend sinyallerinin bitebilmesi için 5,25 TL seviyelerinin altında uzun süre kalması gerekiyor idi 5,30 TL seviyelerinde çok güçlü bir destek bulunduğundan, bu destek kırılmadan düşüşü konuşmak erken idi ama 5. 30 seviyelerindeki destek beklenin üzerinde oldu ve Kara Cumayı yaşadık.

Kur savaşları, ticaret savaşları derken şimdi 3. Safhaya girdik yaptırım savaşları başladı. Bundan sonra neler olur bilemeyiz ama yaptırım savaşının kısa vadede çözülmesi zor. ABD Türkiye’yi yönetme sevdasından vaz geçerse bu mümkün.
Son sözümüz; soğukkanlı olanın, tok alıcı/satıcı olanın kazanacağı bir dönemdeyiz. Doların reel fiyatının üstüne çıkması tabi ki hepimizin ortak derdi . Yoldaki zamlarla kimse kendini yeni zenginler listesine eklemesin.

Yine de sürprizlere dikkat etmekte fayda var.

İyi bir hafta olması dileğiyle...

Bu haber 485 defa okunmuştur

:

:

:

: