Üniversiteler toplumsal yaşama daha aktif müdahil olmalı..

Ekonomide bel bağladığımız en önemli çarklardan biridir yükseköğretim sektörü.Fakat ilginçtir buna karşın bugüne kadar köklü bir devlet politikası oluşturulmadı bu alanda..

Ekonomide bel bağladığımız en önemli çarklardan biridir yükseköğretim sektörü.Fakat ilginçtir buna karşın bugüne kadar köklü bir devlet politikası oluşturulmadı bu alanda..
100 bin öğrencinin öğrenim gördüğü Kuzey Kıbrıs’ta üniversiteleri sadece ekonomiyi döndüren çark olarak addetmek elbette doğru bir tespit olmaz.
Üniversiteler her şeyden önce bilim yuvalarıdır.
Dolayısıyla öğrenci/ para ilişkisinden çok bu açıdan değerlendirmekte fayda vardır üniversiteleri..
Elbette üniversiteler ulaşılmaz bir pozisyonda olmamalı, bunun aksine ulaşılabilir ve elde ettiği bilgileri toplumla paylaşan kurumlar olmalıdır.. Çünkü “bilim ve bilgi herkes içindir.” Elde edilen bilgiler halkla paylaşıldıkça bir işe yarayacaktır, bir sorunun cevabı bulunacak, bir problemin çözümünün bulunmasında katkı sağlayacak.
Takdir edersiniz ki, paylaşılmayan ve kullanılmayan bilginin hiçbir anlamı yoktur.
Dolayısıyla üniversiteler toplumda önemli ve saygın bir yere sahip yükseköğretim kurumlarıdır. Üniversiteler gerçekleştirdikleri ileri düzeydeki araştırmalar ve küresel ölçekli eğitim faaliyetleri ile topluma liderlik eden kurumlardır. Üniversitelerin kurulma amaçları arasında, bilgi sahibi olmak, aydınlanmak, gerçeği araştırmak, öğrenmek ve anlamak için çaba göstermek bulunmaktadır. Üniversiteler toplumsal gelişimin merkezindedir. Üniversiteler, toplumların kalkınmasında, gelişmesinde ve saygınlığında, öncü; ekonomik ve siyasal yaşamında en etkin rol oynayan kültürel iletişim merkezidir. Üniversiteler yöresel, bölgesel, ulusal ve küresel olarak toplumların sosyal ve ekonomik refahı için yaşamsal öneme sahiptir.
Üniversiteler aynı zamanda gittikçe karmaşıklaşan toplumda değişik roller üstlenmektedir. UNESCO (1996) üniversitenin rolünü şöyle tanımlamıştır: “Sosyal gelişmede, ekonomik büyümede, rekabet edebilir mal ve hizmetlerin üretiminin desteklemesinde, kültürel kimliğin şekillenmesi ve korunmasında, sosyal bağın sürdürülmesinde ve nihayet yoksulluğa karşı mücadelede ve barış kültürünün desteklenmesinde yükseköğretim, yeri doldurulamaz bir unsurdur”
Dolayısıyla üniversiteler için, kendilerini eğitime-öğrenmeye, araştırmaya-bilgi üretmeye, topluma hizmet etmeye adayan örgütlerdir tanımlamasını rahatlıkla yapabiliriz.. Bugün üniversitenin bu anlamda görevleri kuşku yok ki; eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma yanında toplum hizmetleridir.
Tabiatı ile üniversiteler ilke edindiği bu görevlerden birini ağırlıklı olarak yerine getirmek üzere işlevsel olarak örgütlenmişlerdir. Diğer bir deyişle üniversiteler yerine getirdiği göreve göre organize olmaktadırlar.Peki bundan ne anlıyoruz?
Yaşanan toplumsal değişmeler beraberinde üniversitelerin görevlerinde yenileşmeler getirmiştir. UNESCO’ya göre “toplumdaki değişmelere paralel olarak üniversitenin yeni görevleri ortaya çıkmıştır. Bunlar: Yoksulluk, açlık, cahillik, sosyal dışlanma, uluslararası ve ulusal alandaki eşitsizlikleri artması gibi ana küresel, bölgesel ve yerel sorunların çözümünde aktif olarak yer almak. Özellikle alternatif öneri ve tavsiyeler yaparak sürdürülebilir insani gelişim, insan haklarına evrensel boyutta saygı, kadınlar ve erkekler için eşit haklar, üniversitede ve toplumda adalet ve demokratik prensiplerin uygulanması; uluslar, etnik, dinî, kültürel ve diğer gruplar arasında anlayış, şiddet içermeyen ve barış yanlısı bir kültürle entelektüel ve ahlâksal dayanışmayı ilerletmek için bıkıp usanmadan çalışmak. Kültürel çeşitliliği koruyup desteklemesi ve kültürler arası anlayış ve uyumun geliştirilmesi ve kültürlerin karşılıklı olarak zenginleşmesi konularında çalışmak.Öğrencilerin sorumluluk sahibi ve kendini adamış vatandaşlar olarak yönlendirmelerini sağlayacak bilgileri, becerileri, tutumları, değerleri ve yetenekleri kavramalarına yardımcı olmak. Kendisini değiştirip dönüştürmek, eğitimin farklı seviyeleri ve biçimleriyle bağlarını güçlendirerek herkes için eğitim ve çeşitli açılardan eğitsel sürecin kalitesini yükseltmek ve etkinliğini artırmak”
Dolayısıyla ilmin toplumlara ışık tuttuğu, bilimselliğin yol gösterdiği bu çağda üniversiteleri tanımlarken ortaya çıkan görevlerin işlevselleştirilmesi diğer ülkelerdeki üniversitelerde olduğu gibi ülkemiz üniversiteleri için de üzerinde çalışılması gereken durumlardır.

Bu haber 150 defa okunmuştur

:

:

:

: