Yükseköğrenimde farklı analizler. (2)

Yüksek öğrenimdeki niyetleri çözmek için 4-5-6 Temmuz 2018 Tarihlerinde Lefkoşa’da düzenlenen KKTC Yükseköğrenim Stratejik Plan Çalıştayı’ nın açılış bölümü ve resmi konuşmalardaki dikkat çeken vurguları önceki yazıda değerlendirmiştik.

Yüksek öğrenimdeki niyetleri çözmek için 4-5-6 Temmuz 2018 Tarihlerinde Lefkoşa’da düzenlenen KKTC Yükseköğrenim Stratejik Plan Çalıştayı’ nın açılış bölümü ve resmi konuşmalardaki dikkat çeken vurguları önceki yazıda değerlendirmiştik.
Bu gün de Çalıştay’da paydaşların stratejileri belirlemeye yarayacak fikirler ve öneriler değerlendirmelerine göz atıyoruz.
ÇALIŞTAY OTURUMLARI; 5 - 6 TEMMUZ,
Paydaşların katılımları ile sürdürülen bölümlerde özetle Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni süreçte daha da aktif aktör olarak katılması değerlendirmeleri hükümet ve bakanlıklar temsilcileri tarafından sürekli vurgulandı.
Mevcut Üniversite temsilcileri de genelde Türkiye’deki YÖK sistemi etkisi altında kalarak YÖDAK’ın daha etkin bir rol alması gerektiğini belirttiler.
Yüksek öğrenimlerini ve akademik hayatlarını Türkiye dışında geliştiren katılımcılar ise YÖDAK’ın gerçek görevinin denklikliler ve Kuzey Kıbrıs’daki yüksek öğrenimin uluslararası görünürlüğünü kazandırmak olmasını savundular.
Her ne kadar da bugünkü YÖDAK, Kuzey Kıbrıs’daki Üniversitelerin kuruluş ve gelişmelerine ve hatta uluslararası öğrenci almalarına pek bir katkı yapamadığı bilinse de YÖDAK dünyadaki benzeri yüksek öğrenimi denetleme ve geliştirme kurumlarını örnek alıp kendine doğru bir yol seçerken Türkiye’deki YÖK örneğini tek örnek olarak kabul etmemeli.
Şöyle ki; Türkiye’deki YÖK öncelikle Türkiye Üniversitelerinin Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre gelişmelerini ve öğrenci almalarını planlarken, YÖDAK, Kıbrıs’daki Üniversitelerin tüm dünyadan öğrenciler alabilme kapasitelerine katkı koymayı hedeflemeli. Bununla birlikte birçok Üniversitemizin temel öğrenci tedarik kaynağının Türkiye ve YÖK olduğu bilinci ile, YÖDAK’ın bir misyonu da; Üniversitelerimizin YÖK ile olan ilişkilerini üniversitelerimiz lehine geliştirmek olmalı.
TÜRKİYE VE KIBRIS FARKI
Türkiye’deki Üniversiteler Devlet ve Vakıf özellikleriyle Kıbrıs’daki özel girişim üniversitelerinden oldukça farklı oldukları ve dolayısı ile gerek mali denetimleri gerekse de idari denetimleri YÖK veya YÖDAK tarafından yapılmaları yasalar kapsamında olmadığını katılımcılar teyit etti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden YÖDAK, Üniversitelerin program kalitelerini, akademik uluslararası denkliklerini ve uygun fiziki imkanlarını denetlerken Üniversitelerin önlerini gereksiz kısıtlamalarla tıkamamalı görüşü vurgulandı.


ÇALIŞTAY VE SONRASI İLE İLGİLİ
Her ne kadar da Çalıştay süresince Üniversitelerdeki kalitenin yükselmesi sorgulanmış olsa da, ortaya konulan YÖK modeli yöntemler sadece rakamsal sınırlamalar olarak kaldı.
YÖK’ün Türkiye için uygun görmediği tematik veya ihtisas üniversiteleri bu Çalıştay’da gündeme gelmişse de çoğunluğu YÖK tarafından yetiştirilen akademisyen ve bürokratlar bu hassas konuya dikkat göstermemişlerdir.
Çalıştay, tartıştırdığı konular ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yükseköğrenimin şu anda içinde bulunduğu yetki ve yöntem kargaşasını birebir yansıtırken, kanaatimce çok da sağlıklı ve tarafsız bir stratejik plan üretme becerisini gösteremeyecektir.
Belki de moderatörler yine bağlı oldukları kurumların üst düzey yöneticilerinin beklentileri doğrultusunda bir Çalıştay final raporu üretecekler.
Son birkaç yıldır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan muhtelif Çalıştayların katılımcıların genel söylemleri ile sonuç raporunun örtüşmediği gerçeği ortadadır.
Çalıştayın gerek yıllardır faliyet gösteren, gerekse de kuruluş aşamasındaki Üniversiteler ile ilgili herhangi bir olumlu veya olumsuz etki yapabilecek karar üretmesini pek mümkün görmüyorum.
Belli ki sonuçta Cumhurbaşkanlığı, Hükümet ve YÖDAK üçgeni uzlaşacakları bir güç ve yönetim paylaşımını sonuç bildirgesine dahil edecektir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bugünkü yasa ile elinde bulundurduğu yetkileri kullanmaya devam edeceği de aşikârdır.
Bu bildirgeye Kıbrıs’taki Üniversitelere ciddi sayıda öğrenci gönderen YÖK de kendine göre yön verecektir.
Kuzey Kıbrıs ekonomisine Yükseköğrenimin yaygın katkısının sürdürülmesini düşünebilecek mi bu çalıştay?
Yoksa yanlış örneklerle ve yanlış teşhisler ile genel altyapı, kaçak işci, suça müdahale beceriksizliği gibi sorunların sebebini yükseköğrenim olarak ilan edip bu sektörü dar eller içinde tutmaya mı hizmet edecek?
Sadece şunu not edelim, adamızdaki öğrenci sayısının yüzde doksanı 4 Üniversitede. Yaratılan sorunların yükseköğrenim ile ilişkisi her ne ise sebepleri yeni kurulan ve veya kurulacak olan Üniversitelerde mi aramalı yoksa mevcut olanlarda ve düzen de mi aramalı?
Bu haber 675 defa okunmuştur

:

:

:

: