Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami açıklamıştı, 12 denetim memuru fiyat denetim kontrolü yapacaktı.. Bugüne kadar yaptılar mı? Ya da denetimlerde yanlış olan bir şeylere rastladılar mı? Bilmiyorum.
Fakat bugüne kadar kamuoyu bu işin akıbeti hakkında bilgilendirilmedi.
En azından ben duymadım, görmedim..
Bu da demek oluyor ki yapılan denetimlerde olağanüstü bir durum yok.
Yani fiyatlar makul, aşırı bir artış yok, kalite normal.
Peki o halde her gün bu fiyatlar neden yukarıya doğru çıkıyor?
Biz bugün aldığımız bir ürüne bir gün sonra neden daha fazla ücret ödemek zorunda kalıyoruz?
Üstelik yüzde yüze yakın bir oranla..
Bunu kim açıklayacak bize?
Ha döviz dalgalı kura devam ediyor falan denilebilir.
Fakat bu seyir dövizin ilk günkü dengeleri altüst eden yükselişinden sonra daha sonraki günler daha büyük artışlar göstermemiş olmasına rağmen, bu fiyatlar sürekli yukarıya doğru bir yükseliş halinde..
Ve bu o günlerde zaten birçok ürüne kat kat fazlasıyla yansıtılmış durumdadır..
Türkiye’den gelen ürünler dahil market raflarına konan her türlü ürün döviz cinsinden fiyatlandırılıyor. Tabi böyle olunca da haliyle TL kazanıp, döviz üzerinden ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz..
Ki bu da zaten pek mümkün olmuyor..
O halde devletim yaptığı bu denetimlerin ticaret erbabı üzerinde baskı oluşturup etki yarattığını söyleyemeyiz.
Belli ki tüccar denetlenemiyor.
Bunun sebebi tabi ki serbest piyasa ekonomisi değil.
Bu devletin yaptırım gücünü kullanıp kullanmaması ile alakalıdır.
Şu çok açık ki devlet yaptırım gücünü kullanamıyor, ve tüccarın serbest piyasa ekonomisi argümanına yenik düşüyor..
Daha önce de üzerine basa basa vurgulamaya çalıştım, bugün de aynısını yapacağım, serbest piyasa ekonomisi bugün başta Amerika ve Avrupa kıtası olmak üzere birçok ülkede başarıyla kullanılmaktadır.. Ancak bu ülkelerin hiç birinin ekonomileri bağımlı değildir.
Bu ülkelerin demokrasileri gelişmiş, kendi kendine yeten ekonomik yapıları mevcut,insan hak ve özgürlükleri ileri seviyede değer bulmuş, hukuk sistemleri, ve ahlaki değerleri toplumun çoğunluğuna nüfus etmiş, sanayileri gelişmiştir.
Dolayısıyla bugün bu sistem ekonomik bir model olarak kabul eden gelişmiş toplumlar ile gelişmemiş toplumlar veyahut az gelişmiş toplumların serbest piyasa ekonomisinden çıkarımları da farklıdır..
Haliyle bu uygulamaya da yansımaktadır.
Nitekim burada piyasa ekonomisi denildiği zaman anlaşılan nedir?
Burada tek bir çeşit piyasadan söz edebilir miyiz mesela?
Örneğin “serbest piyasa ekonomisi uygulansın” derken, piyasa sözü ne tür bir piyasayı ifade ediyor bizlere?
Küçük işletmeleri mi?
Holdingler mi?
Orta büyüklüktekiler mi?
Ya da sokak satıcıları ve mahalle pazarları mı?
Aslına bakarsanız hepsi..
Serbest piyasa ekonomisi, ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesi ile değil,fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği ekonomi yöntemidir. Arz ve talebin temel belirleyici olarak kabul edildiği bu tür ekonomilerde fiyat mekanizmasının iyi işlemesi zorunludur.
İdeal serbest piyasa ekonomisinde üreticilerin ve tüketicilerin pazarda aynı şartlar altında bulunduğu varsayılır. Dolayısıyla pazara giriş ve çıkışlar sınırlandırılmamıştır.
O halde serbest piyasa ekonomisi kurgusu içinde devletin denetimi elbette önemli bir unsurdur. Lakin ondan da önemlisi serbest piyasa ekonomisinin uygulanabileceği koşulların içinde toplumun ahlaki değerlerinin bireysel olarak da ülkeye yansıtılması gerekmektedir..