Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Güney Kıbrıs’ın KKTC’den yüzde 48 daha pahalı olduğunu tek tek rakamlarla ortaya koydu. Hem Güney’de hem de Kuzey’de tercih edilen üç büyük markette aynı tip ürünlerin karşılaştırmalı olarak fiyat analizini yapan Kıbrıs Türk Ticaret Odası, 46 ürünü tek tek inceledi.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Güney Kıbrıs’ın KKTC’den yüzde 48 daha pahalı olduğunu tek tek rakamlarla ortaya koydu. Hem Güney’de hem de Kuzey’de tercih edilen üç büyük markette aynı tip ürünlerin karşılaştırmalı olarak fiyat analizini yapan Kıbrıs Türk Ticaret Odası, 46 ürünü tek tek inceledi.
Bu ürünleri alt alta koyduğunuzda KKTC’deki markette çıkan rakam 906 TL iken, Güney’de 1345 TL tutuyor.
O halde neden alışveriş için akın akın Güney’e gidiyoruz.
Sadece kredi kartlarıyla yapılan harcamalara da baktığımızda Kıbrıslı Türklerin bu yıl Güney’de yaptığı 11.5 milyon Euro’luk alışverişe karşın, Rumların Kuzey’de alışverişi 6.7 milyon Euro’da kaldı.
Son günlerde askeri kantinler için yaygara koparan ve “haksız rekabet oluşturuyor” diyerek sivillere kapatılmasını sağlayan marketçiler, acaba Güney’den yapılan bu alışveriş için ne diyor?
Daha doğrusu soruyu şöyle soralım.
Güney’den yaptıkları alışverişi “bireysel özgürlük” sayanlar, burada askeri kantinler konusunda neden farklı bir tutum sergiliyor.
Güney’de yapılan alışverişi özgürlük kapsamında değerlendirip, askeri kantinlerde yapılan alışverişe karşı çıkarsak ilkeli bir tutum sergilememiş oluruz.
İşin bir diğer boyutu da marketçilerin taleplerin askere ileterek, kantinlerin yasaklanması konusunda baskı unsuru oluşturan iktidarın yanlış tutumu…
Gazeteci dostumuz Ali Tekman’ın dediği gibi iktidar partileri, “market vekilliği değil, milletvekilliği” yapmalılar.
İktidar bu yasaklarla değil, ucuzluğun nasıl sağlanacağına yoğunlaşmalı, bunun için önlemler düşünmeli.
Eğer söz konusu olan gümrük vergilerinin düşürülmesi ise o da bugünden tezi yok hemen hayata geçirilmelidir.
Türkiye ile yapılan temaslarda yeteri kadar dayanağı olan bu talepler hemen gündeme getirilmelidir.
Aksi halde Türkiye’den aldığınız kaynağı, eylem yapan sendikaların cebine koyarak iktidarınızı devam ettirmeye çalışırsanız, bu işin sonu gelmez.
Kamuda ek mesai kriziyle başlayan talepler, hayvancılarla sürer. Çiftçiler sıraya girer. Öğretmenlerle devam eder.
Peki siz her eylem yapanın cebine üç-beş koyup yola devam etmek yerine geniş halk kesimlerinin menfaatine olacak bir fiyat istikrarı politikasına neden geçmezsiniz?
Sadece gümrük vergilerinin sıfırlanması bile bu ucuzluğu sağlar.
Bu konuda hemen “iyi ama kaynak nerde” demeyin.
Gerekli para, inanın eylem yapan sendikaları ikna etmek için bütçede açılan delikten daha azdır.
İktidar günü kurtarmayı bırakıp, daha uzun perspektifli politikalar üretmek zorundadır.
Aksi halde, Başbakan’ın yaptığı benzetmeyle söylersek, KKTC için tünelin ucunda ışık görünmüyor. Bizden söylemesi…