Bizim reçete Atina’daki reçeteyle uyuşmaz!..

Her ne kadar Yunanistan Başbakanı Çipras ve Rum lider Anastasiadis Atina’da yaptıkları görüşmede 'Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı çözüm için planlarımızı yaptık' deseler de Kuzey’de o planın adil ve kalıcı olduğuna dair derin şüpheler var.

Her ne kadar Yunanistan Başbakanı Çipras ve Rum lider Anastasiadis Atina’da yaptıkları görüşmede 'Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı çözüm için planlarımızı yaptık' deseler de Kuzey’de o planın adil ve kalıcı olduğuna dair derin şüpheler var.
Çünkü Çipras ve Anastasiadis’in adil ve kalıcı çözümden anladıkları, Crans Montana’da direttikleri “sıfır asker, sıfır garanti” tezinden geri adım atmamak.
Atina’da bu plan yapıladursun Rusya ziyareti öncesinde konuşan Türkiye Başkanı Erdoğan, Ankara’nın tutumunu çok açık bir şekilde belli etti.
“Asker sayısının azaltmayacağız, aksine artıracağız” dedi.
Peki daha önce asker sayısında belli bir azaltmaya gidilebileceğini hatta 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki sayıya yaklaşılabileceğini kabul ettiği söylenen Ankara tavır mı değiştirdi?
Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz.
Türk tarafı Kıbrıs meselesinde adım attıkça taviz kopardığını düşünen Rumlar, sonunda “güvenlik ve garantiler artık masada” diye sevinç çığlıkları atmaya başladı.
Erdoğan’ın sözlerin aslında bugüne kadar Rumların “taviz” diye kopardıklarını sandıkları hakları, bir anda tuz buz etmekten ibaretti.
Çünkü diplomasi bir pazarlık arenası ise Erdoğan bu arenanın şüphesiz en iyi oyuncularından biri sayılır.
Ve son yaptığı “Asker sayısını azaltmayacağız, aksine artıracağız” açıklaması da hiç şüphesiz Rumların en başa dönmelerini sağladı.
Peki başka ne dedi Erdoğan?
İngiltere ve Fransa’nın ardından İsrail ve ABD’nin de Güney’de üs kurma girişimlerinin ardından Türkiye’nin de KKTC’de üs kurması gerektiği yönündeki söylemlere yanıt veren Cumhurbaşkanı, “Bizim KKTC’de üs diye bir sorunumuz yok. Niye? Bizim topraklarımızdan oraya ulaşmak, Doğu Akdeniz’e varmak dakikalarla konuşulacak bir şey” dedi.
Ancak işin psikolojik boyutunu da es geçmedi.
“Bu açıdan ihtiyaç duyacak olursak üs de kurabiliriz. Oradaki varlığımız önemli” diyerek, yine de üs taleplerine açık kapı bıraktı.
Askeri ekipman, araç ve gereç konusunda TSK’nin KKTC’de güçlü olması gerektiğini söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı, Kıbrıs’ta çözüm fırsatının Annan Planı ile kaçtığını ifade etti.
“ Laf dinlemiyorlar; dinleselerdi Kofi Annan’la biz bu işi çözerdik. Annan Planı’nda biz her şeyi kabul ettik, ama onlar sattı” dedi.
Erdoğan, “Kıbrıs’ta bundan sonra bizim için kendi ilan ettiğimiz reçete ne ise biz bu reçeteyi uygulamaya koyarız' diyerek yeni dönemine gidişatına da önemli bir ipucu verdi.
Peki o reçete ne olacak?
Türk tarafının reçetesiyle, Çipras ve Anastasiadis’in Atina’da yazdıkları reçetenin birbirine benzediğini düşünmek saflık olur.
O yüzden New York’ta müzakere masasından ziyade, herkesin kendi yoluna gideceği bir süreç başlayacaktır.
Çok yakında izleyip, göreceğiz…
Bu haber 308 defa okunmuştur

:

:

:

: