TL dışında bir para birimi kullanmak kimilerine göre mümkün, kimilerine göre değil. Peki neden mümkün? Neden değil?
Gelin bugün buna biraz kafa yoralım..
Neden mümkündür?
Şöyle ki; bugün TL dışında bir para birimi kullanacaksak, örneğin Euro diyelim bunun için finansal uyumu sağlayacak bir mali yapıya sahip olup olmadığımız kısmı işin en önemli sorusu. Peki sahip miyiz?
Yani bankacılık sektöründen tutun, kamu maliyesi ve reel sektöre varıncaya kadar buna uyum sağlayabilecek bir ekonomik yapı mevcut mu bizde?
Bunun cevabını bugün için vermeye kalksak tabi ki hayır deriz..
Fakat belli bir hazırlık döneminden sonra bunun mümkün olabileceğini hepimiz biliyoruz.. Tabi bütün bunların hayata geçirilmesi için de öncelikle oturup Avrupa Birliği ile temel para politikası üzerinde mutabakat sağlanması gerekir..
Şöyle ki AB bilindiği üzere bir birlik ve bu birliğin özellikle ekonomik konularda hareket alanları birbirleriyle örtüşmek durumundadır.
Yani bugün AB Merkez Bankasının belirlediği para politikaları tüm birlik üyelerini bağlamaktadır. Kısacası AB ülkeleri sadece sosyal alanlarda değil, ekonomik alanlarda da birlikte hareket ederler.Bu açıdan ekonomileri de birbirlerine uyum içinde entegredir.
Ve dönelim Kıbrıs’a..
Kıbrıs’ın bir yanı AB üyesi iken, diğer yanı Türkiye’nin siyasi olarak tahakkümü altında bir yapıda bulunmaktadır.. Bu Kıbrıs’ın gözle görülür ve dünyanın da bildiği bir gerçeğidir.. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs’ta bu gerçek üzerinden gitme zorunluluğu vardır.. O halde Kuzey Kıbrıs’ın gerek siyasi, gerekse ekonomik olarak TL dışında bir başka para birimine geçmesi sadece AB ile varılacak anlaşmalarla değil, bunun için Türkiye ile de görüş birliği sağlanması gerekir.
Zira bir anlamda bu, TL kullanımından uzaklaşacak bir Kuzey Kıbrıs’ın siyasi olarak da kendine Türkiye’den bağımsız bir hareket alanı yaratacağı anlamına gelir. Dolayısıyla şimdi de gelelim neden mümkün değildir kısmına..
Herkesin bildiği gibi Kuzey Kıbrıs’ın tek başına mali bir yeterliliği yok.
Yani kendi kendine yeten bir ekonomik yapıya sahip değil..
Aynı şekilde siyasi olarak da bağımsız hareket etme yetisine sahip değil.
Dolayısıyla bugünkü koşullarda Kuzey Kıbrıs’ın para politikalarını da siyasi konjonktürünü de belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Devletidir..
Yani Kıbrıs’ın üç garantöründen biri..
Şimdi böyle bir ahvalde Kuzey Kıbrıs’ın kendi kendine yetebilen bir yapıya sahip olmadığı gerçeği ortada dururken, ve gerek siyasi gerekse ekonomi başta olmak üzere tüm hareket alanı Garantör Türkiye tarafından belirlenirken ve ayrıca kullandığı para birimi olan TL üzerinden yine TC tarafından mali kaynak sağlanırken ortaya çıkan bağımlılık bugün Kuzey Kıbrıs’ın TC kontrolü altında oluşan alt yönetim modelinin en açık göstergesidir..
Haliyle bu zorunlu bağımlılık da Kuzey Kıbrıs’ın TL’den vazgeçip farklı bir para birimini kullanmasını neredeyse imkansız kılar..
Oysa Kıbrıslı Türkler olarak Kıbrıs’ta 1974 öncesi daha henüz Kuzey ve Güney ayrımı yokken, fakat buna rağmen Türk ve Rum bölgeleri belirgin olarak ayrılmışken Kıbrıs Cumhuriyeti’nin para birimi olan Kıbrıs Lirası kullanıyordu.
Zira Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinde var olan haklarımız vardı..
Bugün bu haklarımız ortadan kaybolmuş olmasa dahi siyaseten etkisiz hale getirilmiştir..
Nitekim bir akşamın sabahına uyandığımızda TL kullanılmasına karar verildiğini gördük. Ve buna müteakip 1 Kıbrıs Lirası 36 Türk Lirası üzerinden işlem gördü.
Sonuç olarak bankalardaki mevduatlar dahil bütün mali düzen 24 saat içinde TL’ye geçiş yaptı…