Akıncı ve Özersay, ABD de temaslar için ada dan ayrılıyorlar, bu ziyaretler aslında rutindir her yıl gerçekleşmekte. KKTC DB Özersay temaslar için gidiyor, bu her yıl olağan ziyaretler ve bir çok temas yapıyor, dışişleri bakanı.
CB Akıncı ise bazı temaslarının ardından ki burada resmi bir toplantı olmayacaktır. BM GS Guteres , KKTC CB Akıncı’yı cumartesi kabul edecek ve Kıbrıs sorunu ile ilgili görüşlerini dinleyecek. Bu görüşme resmi değildir zaten Cumartesi görüyor Akıncı’yı toplantılarının olmadığı bir saatte. Diplomasi adına bu toplantının bir faydası var mı bizim davamıza belli oluyor ki bir faydası olmayacaktır. Rum tarafı peşinen açıklamaları ile olası üçlü bir toplantının önünü kesti.
Rum ulusal davasından bir haberseniz bu tür toplantılardan medet umarsınız, sizin bu beklenti içerisinde olmanız bizim için çok önemli değildir de halkımıza boş umutlar yüklersiniz. Benim itirazım veya tepkim bu doğrultudadır, gerçekçi bakış açısından bakarak siyasetimizi doğru yönlendirmeliyiz. Belki de bana sorulacak soru şu olur müzakere sürecine son veremeyiz, son veremeyiz anlayışı ile 50 yıl geçti, 50 yıl daha mı geçsin.
Crans Montana sürecinden sonra Rum tarafı bu süreç çökmüştür açıklamasını yaptı. Bu günlerde ise Rum tarafı söylem değiştirerek, “iyi hazırlık yapılmamış bir müzakere sürecinden sonuç alamadık” diyorlar. BM geçici özel temsilcisi Lute, taraflar arasında bir dizi temas yaptıktan sonra raporunu BM GS Guterese sunacak, GS Ekim ayı sonlarına doğru Kıbrıs raporunu güvenlik konseyine sunacak. O zaman BM müzakerelerin başlayabilmesi için taraf olup olmayacağını göreceğiz.
Bu gelişmelerde 3-5 ay önce Akıncı- Anastasiadis özel görüşmesi banma göre önemli, yaklaşık iki saat görüşmüşlerdi. Bu görüşmenin içeriğini kimse bilmiyor, ancak şunu çok iyi biliyoruz ki Rum tarafı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin son bulacağı ve Türk askerinin Kıbrıs’tan tamamı ile ayrılacağını garanti altına almaz ise müzakereleri başlatmayacak. Rum tarafının amacı bizim anladığımız bir federal çözüme ulaşmak değildir. Kıbrıs cumhuriyetinin devamını ön gören ve azınlık Kıbrıs Türk’lerine bu devlet içerisinde bir takım haklar vermektir, kurulacak yapının da adı Federal Kıbrıs olacaktır.
Anlamak istemeyenlere bir kez daha yazıyorum, Kıbrıs cumhuriyetini ortadan kaldıracak bir imzayı atabilecek Rum lider yoktur. Böyle bir imzayı atacak olan ertesi gün vatan haini olarak suçlanacaktır, belki de hainlik suçlaması ile de mahkemeye sevk edilecektir.