Devlet kadrolarında UBP tahakkümü sürüyor…

Bir rejim düşünün, 40 yılın kemikleşmiş kamu kadrolarını, kurulan ilişkileri ve bu ilişkilerin menfaata dayalı siyasi düzenini.. Böyle bir düzeni bozmak alışılagelmiş mevcut yapıyı bertaraf etmek elbette kolay bir iş değil..

Bir rejim düşünün, 40 yılın kemikleşmiş kamu kadrolarını, kurulan ilişkileri ve bu ilişkilerin menfaata dayalı siyasi düzenini.. Böyle bir düzeni bozmak alışılagelmiş mevcut yapıyı bertaraf etmek elbette kolay bir iş değil..
İşte bugün mevcut hükümetin CTP, HP ve TDP kanadında yaşanan idari sıkıntıların başında bu yapı ile verilen mücadele gelir..
DP için ise aynı şeyi söylemek anlamsız olur.
Zira DP de yukarıda bahsettiğim o 40 yılın sistemsizliğinde çarpık sistemi benimseyen bunun üzerinden rant sağlayan bir partidir.
Dolayısıyla DP’yi 40 yılda kemikleşen bu kadroların dışında tutmak gerçekçi olmaz. Kısacası DP’de tıpkı UBP gibi kurulan bu düzenin bir parçası olmuştur Kıbrıs Türk Siyasetinde..
Dolayısıyla bugün geldiğimiz günde CTP, HP ve TDP’nin başında bulundukları bakanlıklar da yönetimlere ciddi muhalif bir yapı oluşmuştur kamu kadrolarında.. Ama efendim nasıl olur?
UBP bugün hükümette bile değil, dolayısıyla ülkeyi yöneten de değil.
Bu doğru.
Lakin kamu düzeni içinde yıllardır kurduğu kadrolaşmanın ilişkilerini kullanıyor.
Malum, bu ülkede 40 yılda en çok iktidar koltuklarına oturan partilerin başında UBP gelir.. Bunun yanında da DP’nin kurulan her hükümete bir şekilde ortak olduğu biliniyor.. Haliyle bu durumdan mütevellit yıllar içinde kamu düzeni de UBP ve DP’nin yoğun olarak bulunduğu iktidarlar içinde şekillendi ve bu durum tüm kamu alanlarına sirayet etti.. Yani bu ne demek?
Şu demek; devlet kadroları UBP ve DP yoğunluklu olarak şekillendi.
Az biraz da CTP..
Kamuya istihdamlar, terfiler, atamalar hep bunun üzerinden yapıldı.
Ve tabiatıyla parti devleti yıllar içinde oluştu.
Tabi bunun yanında bazı sermaye grupları da oluştu.
Reel sektörde bir tekel yaratıldı.
UBP’li ya da DP’li olan ticaret erbabı korundu kollandı CTP’nin kısa süreli iktidarlarında da benzeri yaklaşımlar oldu.Ve kamu kaynaklı çeşitli avantajlar onlara da sağlandı.. Tabi günü geldiğinde onlar da bu partilere maddi destek sağladılar.
Şimdi geldiğimiz günde özellikle HP ve TDP’nin sorumlu oldukları bakanlıklarda bu anlamda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu bakanlıklar kendi içlerinde UBP’ye yakın bazı etkili kamu çalışanları tarafından sabote edilmektedir. Özellikle İçişleri Bakanlığı, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı gibi bakanlıklarda bu durum daha yoğun şekilde görülebilmektedir.
Buna karşın UBP’nin bu bakanlıklarda alt kadrolarla bile hala yandaş, partili menfaatlerine dayalı işleri yürüttüğü de biliniyor..
Ama bu nasıl olur?
Tabi ki bu yapı bir günde oluşmadı. Yılların getirdiği kadrolaşma var kamusal alanda.. İstihdam bu yapılanmaya göre yapıldı, terfi bu yapılanmaya göre verildi, atamalar bu yapılanmanın sonucu gerçekleştirildi.
Yıllar yılları kovaladı, ve bugün geldiğimiz günde kamu yapısı içinde çoğunluk tahakküm altına alındı.. Bugün oluşan mevcut yapıyla bunun aksini iddia etmek sanırım büyük saflık olur.O halde şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki bugün UBP iktidarda olmamasına rağmen bir çok kamu kuruluşunda etkisini sürdürüyor.
Ve bu etki zaman zaman mevcut hükümeti de olumsuz etkiliyor.
Dolayısıyla kamuda liyakata dayalı bir düzenin tesisi bu anlamda bir çok sorunu çözebilecektir..
Dolayısıyla liyakata bağlı kişilerin eğitimi, bilgisi, tecrübesi gibi önemli nitelikleri barındıran özellikler yerine, partili yandaş eş dost özelliğinin kriter olarak belirlendiği mevcut düzenin bir an önce bertaraf edilmesi elzem olmuştur.



Bu haber 162 defa okunmuştur

:

:

:

: