Girne'de 24 Eylül'de meydana gelen soygunun zanlılarından olan Ahmet Sarıkılıç Girne Polis Karakolu'nda tutuklu bulunduğu sırada ölü olarak bulundu.
Olay, bir soygunla başladı. Geçtiğimiz günlerde birçok gazetenin üçüncü sayfasında geniş bir şekilde yer aldı. Bir markete ait aracın önünü kesen zanlılar, aracın sürücüsünü çekiçle etkisiz hale getirip içeride bulunan parayı almakla suçlanıyorlardı.
Buraya kadar olan biten ne yazık ki Kıbrıs’ta artık her gün görmeye alıştığımız haberler arasında yer alıyor.
Nitekim dün zanlılar mahkemeye sevk edildi. Mahkeme haklarında 7 gün ek tutukluluk süresi verdi.
Ancak bu noktadan sonra olay başka bir boyuta sürüklendi. Gece yarısı haber merkezlerine tuhaf bir haber ulaştı.
Ahmet Sarıkılıç’ın karakolda ölü olarak bulunduğu, daha doğrusu intihar ettiği açıklandı. Peki sorarım size suçlu bile olsa o can kime emanetti?
Bir karakolda böyle bir ölüm nasıl meydana gelebilir?
O tutukluların bulunduğu yerde bir kamera dahi yok mu?
Şüphesiz çok geniş bir yelpazede onlarca insan karakollarda zaman zaman tutuklu kalıyor.
Acaba polisin böyle herhangi bir sonuca ulaşmadan alacağı önlem yok mudur?
Bu işte kim, ya da kimlerin kabahati vardır?
Hukuk devleti olmak zor iştir. Ama “nerden başlayacağız” diye sorarsanız, ilk önce başlayacağınız nokta şu olmalıdır.
Suçlu bile olsalar -ki daha henüz yargılamaları sona ermedi-, herkesin can güvenliğini sağlamanız, özellikle devlete emanet edilen canların sorumluluğunu taşımanızdan geçer. Bir ülkede karakolda ölümler başlamaya görsün, Allah korusun bunun ardı arkası kesilmez. O ülkenin yönetiminde de ciddi şaibeler doğurur. Eminim bu konuyla ilgili ciddi bir soruşturma da açılacaktır.
Devlet daha yargı safhasındaki bir davanın zanlısının can güvenliğinden de mesuldür.
O mesuliyeti taşıyan her kimse elbette bu konuyla ilgili gerekli açıklamayı yapacaktır. Ancak bir insanın kendine zarar vermesine yönelik bir düzenek, nasıl karakolda olabilir, anlamak mümkün değildir?
Bu tip hallerde ayakkabı bağcığına kadar zanlıların kontrol edilmesi, kendisine ya da başka birine zarar vermesinin engellenmesi düşünülmez mi?
Birileri bu soruların cevabını bize vermesi lazım. Tabi verebilirlerse…