Cumhurbaşkanı Akıncı dün dörtlü koalisyon hükümetinin liderleriyle bir araya geldi. New York temasları hakkında liderlere bilgi verdi.
Malum Rum basınından sızan Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Rum lider Anastasiadis’in New York’ta yaptığı gizli görüşme iddiası da gündemin en önemli sorusuydu.
Rum kaynaklara göre bu görüşmede Çavuşoğlu, iki devlet esasına dayalı konfederal bir çözüm önerirken, Rum lider de “gevşek federasyon” tezini savundu.
Dün bu görüşmeye ilişkini soruları yanıtlayan Akıncı, 15 Ekim sonrasında Rum liderle bir araya gelmeyi arzu ettiğini belirterek, “Federal modelde değişiklik düşüncesi varsa görüşmede öğreneceğim” dedi.
Çavuşoğlu ile Anastasiadis’in görüşmesinden rahatsızlığını da gizlemeyen Akıncı, “Sayın Çavuşoğlu bize gayri resmi buluşup niyet araştırması yapabileceğini söylemişti biz bunun çok mahsurlu olacağını değerlendirmedik.
Bir iki defa görüşürsünüz bunda sorun yoktur, ama benim itirazım süreklilik arz ederse ve Türkiye ile Rum tarafı müzakere ediyor noktasına gelirse, bundan Kıbrıs Türk halkı da ben de seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak rahatsız olurum, bunu da saklamam” dedi.
Cumhurbaşkanı, “Rum lider Ankara’yı da ziyaret eder ama biz de Atina’ya gidebiliriz. Süreklilik arz ederse bu kabul edilebilecek bir şey olmaz” diyerek rahatsızlığını en üst tondan dile getirdi.
Benim bu karşı çıkışı anlamam mümkün değil. Önce şunu belirtmek gerekir. Ne zamandır Türkiye Dışişleri Bakanı, başka bir devletin lideriyle görüşürken KKTC Cumhurbaşkanı’ndan izin isteyecek konuma geldi.
Yanlış anlaşılmasın. Bu sözünü ettiğim kural, sadece KKTC Cumhurbaşkanı için değil, tüm devletler için geçerlidir.
Evet belki bugüne kadar Türkiye, Rum yönetimiyle bir temas kurmayı tercih etmedi. Ve hep Rum liderlare, muhatabının KKTC olduğunu söyledi.
Ancak bu kez demek ki Akıncı ile aynı fikirde olmadığından olsa gerek, Sayın Çavuşoğlu kendi tezlerini direkt birinci elden New York’ta gayrı resmi bir toplantıda muhatabı Rum lidere iletme ihtiyacı duymuş.
Sayın Çavuşoğlu, iki devlet esasına dayalı konfederasyon tezini zaten 5 ay önce KKTC ziyaretinde Akıncı ve siyasi partilerin genel başkanlarına basına kapalı bir toplantıda dile getirmemiş miydi?
O toplantıdan sızan bilgiler, Akıncı’nın bu teze “Ben bu vaatle seçilmedim” diyerek karşı çıktığı yönündeydi.
Çavuşoğlu, bu teze karşı olduğunu bildiği Akıncı ile görüşlerini Rum lidere iletmek istememiş olamaz mı?
Asıl soruyu şöyle sormak lazım. Çavuşoğlu konfederasyon tezini iletmek istese Akıncı bunu yapar mıydı?
Dolayısıyla bir bardak suda fırtına koparmanın alemi yok.
Bir diğer yandan Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, “Biz de Atina’ya gideriz” çıkışını anlamak mümkün değil.
Akıncı Atina’ya “KKTC Cumhurbaşkanı” olarak davet edildi de Türkiye mi buna karşı çıktı?
Anlamak mümkün değil.
Çavuşoğlu-Anastasiadis görüşmesinde Rum liderin gündeme getirdiği iddia edilen “gevşek federasyon” tezine ilişkin Başbakan Erhürman da şunları söyledi:
“Son günlerde Güney Kıbrıs’ta Rum liderin de dahil olduğu bir grup tarafından ‘kanatları güçlü merkezi yanı zayıf’ denebilecek bir federasyon söylemi üzerinde duruluyor.”
Tüm bu tartışmalar Kıbrıs müzakerelerinde “Akıncı’nın devre dışı kaldığı” yorumlarını güçlendiriyor.
Bundan rahatsız olan Sayın Akıncı da belli ki 2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini göze alarak, kendi tabanında yükselen homurtulara karşı bu çıkışı yapmak zorunda kaldı.
Akıncı’nın, Çavuşoğlu-Anastasiadis görüşmesine ilişkin “Rahatsız olurum” çıkışını da böyle okuyorum…
Bu olsa olsa, 2020 seçimlerinin rahatsızlığıdır…