Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Güzelyurt’ta belirsizliğin ancak yatırımla ortadan kalkabileceğini, ekonomik ve sosyal kalkınmanın üretime verilecek destekle olacağını belirtti.
Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Güzelyurt’ta belirsizliğin ancak yatırımla ortadan kalkabileceğini, ekonomik ve sosyal kalkınmanın üretime verilecek destekle olacağını belirtti.
Halkın Partisi geçtiğimiz ay başlattığı “Sadece Seçimde Değil, Her Zaman Halkın İçinde” sloganıyla köy ve bölge ziyaretleri çerçevesinde Güzelyurt’ta vatandaşlarla bir araya geldi.
Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, ziyarette Kıbrıs sorunu bağlamında vatandaştan gelen “Güzelyurt verilecek mi” sorusu üzerine “Güzelyurt verildi mi, verilecek mi, veriliyor mu diye diye bu bölgemizde maalesef yıllarca belirsizlik beslendi. Verilecek-verilmeyecek tartışmasının Güzelyurt’a faydası değil zararı olur. Güzelyurt’ta belirsizlik ancak yatırımla ortadan kalkar, ekonomik ve sosyal kalkınma bu bölgemizde üretime vereceğimiz destekle olur” dedi.
HP’den yapılan açıklamaya göre, Özersay, hükümet olarak görevlerinin Güzelyurt insanına güven vermek olduğunu belirterek, “Bizim konuşmamız gereken esas konu Güzelyurt’u nasıl kalkındıracağız konusu olmalıdır. Biz hükümet olarak bu sorumluluğumuzun farkındayız” ifadelerini kullandı.
Halkın Partisi’nin Güzelyurt ziyareti sırasında Parti Başkanı Özersay’a, Genel Sekreter Yenal Senin, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, HP milletvekilleri Hasan Büyükoğlu, Gülşah Sanver Manavoğlu, Mesut Genç, Güzelyurt İlçe Başkanı Turgut Alas, ilçe yönetimi ve parti gönüllüleri eşlik etti.
İSTİSMAR KONUSU
Güzelyurt ziyareti sırasında vatandaşlara konuşan Kudret Özersay Özersay şöyle dedi:
“Kıbrıs sorunu bağlamında Güzelyurt her zaman hem güneyde hem de kuzeyde bir istismar konusu oldu. Bunun üzerinden siyaset yapıldı. Benim hissiyatım şudur; biz ‘acaba Güzelyurt verilecek miydi verilmeyecek miydi, ne olacaktı, ne isteyeceklerdi’ diye konuştukça kendimizi aşağıya çekiyoruz. Özetle ihtiyacımız olan şey bu konuyu 50 sene daha konuşup ömrümüzü tüketmek değildir. Ortada bir müzakere bile yokken her konuşmada Güzelyurt verilecek-verilmeyecek konusuna takılırsak bu bize sadece zarar verir ve belirsizliği körükler. Güzelyurt insanının geleceğe bakabilmek ve belirsizlikten uzaklaşmak yönündeki beklentisini herkes dikkate almalı ve bu konuda sorumlu davranmalı, bu konuyu siyaseten istismar etmemelidir.”