İsteyen istediğini düşünsün ama yaşadığımız süreçte elbette halkın bir numaralı gündemi hayat pahalılığı, bitmek bilmeyen zamlardır. İnanmayan sokağa çıksın, çarşıda pazarda sinek avlayan esnafla, öfkeli vatandaşla konuşsun. Ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaktır.
İsteyen istediğini düşünsün ama yaşadığımız süreçte elbette halkın bir numaralı gündemi hayat pahalılığı, bitmek bilmeyen zamlardır. İnanmayan sokağa çıksın, çarşıda pazarda sinek avlayan esnafla, öfkeli vatandaşla konuşsun. Ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaktır.
Yılbaşına kadar elektriğe zam olmayacağı haberi de bu topluma teselli vermiyor. Çünkü yıl içinde yapılan yüzde 50’yi aşkın zam, zaten halkın belini büktü.
İndirimin şimdilik sadece adı telaffuz edilse de dövizde onca gerilemeye rağmen fiyatlara yansımadı. Başbakan Erhürman, akaryakıtta beklenen indirimin 1-2 güne belli olacağını açıkladı ama sözü edilen rakamın kuruşla yapılacağından kuşku duymuyoruz.
Kuruş kuruş yapılan indirim, bize daha çok kepçeyle alan ama damla damla kaşıkla veren bir yaklaşımı hatırlatıyor ki bu yaklaşım ne yazık ki bugüne kadar bu halkın hep en büyük çilesi olmuştur.
İnsan düşünmeden edemiyor. Dolar 7 liraya, Sterlin 9 liraya ulaştığında fiyatlandırılan ürünler, dövizdeki onca gerilemeye rağmen neden bir türlü geri gelmedi.
Dövizdeki artışı bahane ederek yapılan zamları geri almada, ne yazık ki zamları yaparken olduğu kadar cömert değiliz. Kıbrıs Türk Ticaret Odası’na bağlı bazı firmalar dün düzenlediği basın toplantısıyla 102 marka ve üründe bugün başlayıp bir ay sürecek çeşitli indirimler uygulanacağını açıkladı.
Ortaya konan amaç elbette piyasanın biraz canlanması, hem vatandaşın hem de ticaret erbabının nefes alması. Dün yapılan açıklamada hangi ürüne ne oranda indirim yapılacağı belirtilmedi.
Gün gün gerileyen alım gücüne bu kampanya bir destek sağlayacak mı? Onu gelecek ay sonundaki rakamlarla göreceğiz.
Düne kadar böyle bir adım atılmayışını eleştirsek de zararın neresinden dönersek kardır anlayışıyla bu kampanyayı destekliyorum. Başbakan Erhürman, geçilen ekonomik süreçte kimsenin kendisini sorunun dışında tutamayacağını ve toplu hareket edilerek, darboğazdan asgari hasarla çıkılmasının şart olduğunu vurguladı.
Uzun lafın kısası “Hepimiz aynı gemideyiz, bu gemiyi yüzdürmeliyiz” mesajı verdi Başbakan. Nitekim, aynı saatlerde Türkiye’de de piyasanın canlandırılması için “Bir ÖTV hamlesi” geldi. Altı başlıkta bazı ürünlerde yılsonuna kadar önemli ÖTV indirimlerine gidildi.
Ne hikmetse KKTC’de tüm ısrarlara ve beklentilere rağmen hayata geçirilmeyen uygulamalar Türkiye’de bir bir hayata geçiriliyor.
Günlerdir yapılan vergi indirimi çağrılarına “Kaynak sıkıntısını” gerekçe gösteren hükümet, artık Türkiye’yi ikna ederek gerekli finansmanı sağlamalı, kaynağı ücretlilerin maaşından ve zamlardan çıkarmaktan vazgeçmelidir.
İster istemez UBP’deki yönetim değişikliğinin iktidarın bundan sonraki gidişatını değiştireceği de aşıkardır. UBP’nin de içinde bulunduğu yeni hükümet senaryoları her köşe başında artık yüksek sesle konuşuluyor.
Zam ve çalışanların ücretlerinden yapılan kesintiyle gemiyi yüzdürmeye çalışan hükümetin önünde tek seçenek, Ankara’yı ikna ederek Kıbrıs’a gerekli kaynağın akıtılmasını sağlamaktır.
Elbette her ne olursa olsun günün sonunda Türkiye’nin KKTC’yi yalnız bırakacağını düşünemeyiz. Ama bizim de artık imzaladığımız protokollere sadık kalarak verdiğimiz sözleri tutma vaktimiz gelmiştir.
Madem Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına ve kendi kendini yönetmesine bu denli düşkünüz. O zaman bunun gereklerini de yerine getirmeliyiz. Ayaklarımızın üstünde şimdilik duramasak da bu yolda yapılan çalışmalara karşı gelirsek, daha doğrusu başkasının parasıyla hayatımızı sürdürmekte ısrar edersek, bu sancıyı hep çekmek zorunda kalırız. Bağımsız bir devlet kolay iş değildir, bedeli vardır. O bedeli ödemeden de kimse size o bağımsızlığı vermez. Bizden söylemesi…