Şu çok net ki kamusal alanda bir değişime ihtiyaç duyulmaktadır.
Bunun günlük hayatlarımıza olumsuz yansımasını her gün bire bir yaşıyoruz.
Dolayısıyla lafta değil, somut olarak hissedebileceğimiz bir değişimi zorlamanın vakti geldi ve geçiyor.
Zorlama diyorum, çünkü bunun itici bir güce ihtiyacı vardır..
Bu gücü harekete geçirecek olan da halktır.
Peki halkın böyle bir talebi var mı yönetenlerden..
Her ne kadar da herkes değişim istiyor gibi görünse de aslında değişimlerden korkan bir toplum olduğumuz gerçeğini önümüze koyarak bu soruya cevap aramalıyız belki ama genel kanı toplumsal bir değişime ihtiyaç duyulduğu yönündedir.
O halde bunun için belli siyasi riskleri ve siyasi bedel ödemeyi göze almaya hazır bir siyasi iradeye gereksinim duyulmaktadır.
Peki bugün için böyle bir siyasi irade mevcut mu biz de?
Bence mevcut..
Bunu hükümet özelinde ele almıyorum elbette.
Zira bizim hükümetten öte bu konuda parlamento bütünlüğüne ihtiyacımız var.
Hükümeti, muhalefeti ayırmadan toplumsal yaşam kalitemizi yükseltecek her türlü icraatın altına birlikte imza atacak bir parlamento görmek istiyoruz artık.
Küçük hesaplara girmeden, soğuk savaş dönemlerinde kalmadan,iktidar kavgalarına yönelmeden, hırslardan, egolardan arınmış , kişisel siyasi bekası için türlü işlere girmeyecek ve gerçekten ülkesi için, halkı için geleceği düşünen siyasetçilerin geliştireceği ortak vizyonlara ihtiyacımız vardır.
Dolayısıyla belli bir grubun ya da kitlenin değil, toplumsal faydaları ortak akılla ortaya çıkaracak bir siyasi konjonktürü sağlamak mecburiyetindeyiz..
Elbette 50 sandalyenin bulunduğu cumhuriyet meclisinde kimsenin kimseyle kişisel bir hesabı olmadığını biliyoruz, elbette kimsenin kimseyle de düşman olmadığı çok açık. Hatta meclis çatısı altında farklı siyasi partilere mensup farklı görüşten milletvekillerinin o çatı altında kurdukları dostlukları da takdirle izliyoruz. O halde böylesi bir ortamı sağlayan vekillerimizin toplumsal kazanım noktasında ortak paydalarımızı öne çıkarmak suretiyle yapacakları iş birliğinin hepimize büyük yararlar sağlayacağı gerçeğini görmemiz gerekir.
Öncelikle bunun altını çizmekte fayda vardır.
Bugün cumhuriyet meclisinde toplumun yararına olacak her çalışmanın ortak akılla ilerlemesi elbette en büyük beklentilerimiz arasındadır..
Kişilerin farklı siyasi görüşleri olabilir, farklı siyasi partilere destek verebilirler, farklı ideolojilere de sahip olabilirler..
Bu farklılıklar ayrı güzellikleri ortaya koyacaktır.
Fakat bütün bunların yanında ne olursa olsun ortak bir paydamız var..
Nedir o?
Üzerinde yaşadığımız toprak parçası..
Bu hepimizi birleştiren bir paydadır.
Aynı sabaha uyanan, aynı havayı soluyan, aynı yolları sokakları kullanan, çocuklarımızı aynı okullara götüren, hastalarımızı aynı hastanelerde tedavi ettiren, yitirdiklerimizi aynı topraklara gömen insanlarız nihayetinde.
Dolayısıyla artık mutlak bir değişime ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyor isek, ki çoğunluk olarak böyle bir beklentimiz var, işte o zaman bu değişimi lafta değil, icraatta hayata geçirmemiz lâzım. Değişimler tabi ki kolay değildir. Tabi ki meşakkatli bir süreci gerektirir.. Sancılıdır değişimler, alışılagelmişin karşısında durup direnmektir. Birilerinin rahatını bozmaktır.Toplumu ileriye taşımaktır.
Daha güvenli ve ayakları yere basan bir geleceğin tesis edilmesine katkı yapmaktır.. Cesaret işidir değişim, yürek ister, mücadele ister, azim gerektirir.