Cumartesi Mağusa Türk Gücü, Gençlik Gücü maçını izliyoruz.
Bu esnada Dr.Okan Dağlı çok gerçekçi bir fikir ortaya attı.
Ve dedi ki; “ikinci iş yapmayan futbolculara kulüpleri tarafından sigorta primlerinin yatırılmasını mecburi kılmalı futbol federasyonu”
Tabi gerekçesini de ortaya koydu Dr. Okan Dağlı.
Ve devam etti; “bu durumda olan birçok futbolcu tanıyorum, bu bireyler en fazla 35 yaşına kadar aktif futbol yaşantılarını sürdürebilirler, daha sonra yalnızdırlar ve hiçbir sosyal ve ekonomik hakları yoktur.”
Maçı bıraktık bu fikir üzerinde konuşmaya başladık.
Çünkü Dr.Okan Dağlı çok önemli bir konuyu gündeme getirmişti.
Zira bugün bu durumda olan, yani futbol takımlarında aktif olarak futbol oynayanlar arasında ekonomik getirisi olan ikinci bir işi yapanlar yanında futbol oynamaktan başka ekonomik getirisi olmayan hiçbir işe sahip olmayan kişiler de var. Ve gerçekten bu kişiler belli bir yaşa geldikten sonra hiçbir güvenceleri olmadan öylece ortada kalıyorlar.
Bu vicdanen de rahatsız olunması gereken bir durum aslında.
Dolayısıyla başta futbol federasyonu olmak üzere kulüpler birliği, futbolcular birliği bu konuyu müşterek değerlendirebilirler..
Ha şimdi diyebilirsiniz ki biz de futbol amatörce yapılıyor.
Ben buna katılmıyorum..
Zira günümüzde amatörlük artık çok çok gerilerde kaldı..
Bugün futbol spor kulüplerine ayrılan bütçeler az paralar değil.
Muazzam paralar dönüyor bu işlerde.
Belli dönemlerde yaptığım kulüp yöneticiliği deneyimlerimle bunu bizzat yaşayarak gözlemleme fırsatı da buldum.
Dolayısıyla bu aşamada rahatlıkla söyleyebilirim ki, artık bugün futbol kulüplerinin amatörlüğü sadece lafta kalmıştır..
Malum ki bu oyun her spor dalında olduğu gibi belli bir yaş aralığında icra edilmektedir. Haliyle böyle olunca futbol oynayarak hayatını idame ettiren ve tek gelir kaynağı bu ikinci bir işe sahip olmayan kişiler öylece ortada kalır..
Alkışlar kaybolur, sahne boşalır..
Bugüne kadar bu konuda gerek futbolcu arkadaşlarımın gerekse futbol federasyonunun herhangi bir çabası oldu mu bilmiyorum.
Fakat daha fazla beklemeden Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu bu konuya öncülük edebilir diye düşünüyorum..
Bu arada maç devam etti.
Mağusa Türk Gücü rakibi Gençlik Gücü karşısında 4-0’lık üstünlük elde etmesine rağmen oyun disiplininden koptu, 4-0’lık yenilgiye rağmen oyun disiplinini elden bırakmayan Gençlik Gücü 6 dakika içinde peş peşe Mağusa Türk Gücü filelerini havalandırdı. Skor 4-3 oldu.
Bu elbette bir tesadüf değildi. GG, takım olmanın ve oyun disiplinini sonuna kadar sürdürmenin haklı sonucuna ulaşmıştı. Maçın son dakikalarına kadar da Mağusa Türk Gücüne ecel terleri döktüren takım oldu Gençlik Gücü..
Ve bugünkü köşeye sığdıracağım bir başka konu devletin ciddiyetsizliği.
Önce kısa bir hatırlatma yaparak başlayayım.
Bundan bir müddet önce eğitim bakanlığı üniversite de öğrenim gören erkek öğrencilerin askerlik erteleme mevzuatının ilgili üniversitelerce yapılacağını duyurmuştu. Bu çok büyük bir kolaylık getirecekti öğrencilere ve zaman kaybından kurtaracaktı. Yani bakanlığın aldığı bu uygulama kararı yerinde ve doğru bir karardı..
Ve/fakat maalesef sistem oturtulmadı.
Bugün bu durumdan dolayı birçok erkek üniversite öğrencisi mağduriyet yaşıyor.
Yurt dışına çıkamıyor bu öğrenciler.
Gerekçe askerlik erteleme işlemleri yapılmadığından.
Haliyle durum böyle olunca asker kaçağı olarak görülüyorlar.
İlgili üniversite, eğitim bakanlığı ve asal şube üçgeninde bu basit koordinasyon sağlanamadı..
Velhasıl böylesi basit bir uygulamada bile devlet yine sınıfta kaldı.
Otoriteden yoksun, ciddiyetten uzak bir devlette yaşamanın bedelini böylesi bir mağduriyetle ödüyor gençler..
Yazıklar olsun..