Star Kıbrıs ve Ada TV aylar süren mücadele sonunda İskele Kalecik sahilinde halkın malının yağmalanmasını önledi. Anayasaya göre denize 100 metre mesafede yapılması gerekirken 12-13 metre mesafeye yapılan yarım milyonluk lüks konutların yapımı, bu mücadele sonunda durduruldu.
Star Kıbrıs ve Ada TV aylar süren mücadele sonunda İskele Kalecik sahilinde halkın malının yağmalanmasını önledi. Anayasaya göre denize 100 metre mesafede yapılması gerekirken 12-13 metre mesafeye yapılan yarım milyonluk lüks konutların yapımı, bu mücadele sonunda durduruldu.
Çünkü Star Kıbrıs ve Ada TV’nin ortaya çıkardığı gerçek, bu inşaatlarını devam etmesini önledi. Neydi o gerçek?
Çevre Koruma Dairesi, resmi bir yazıyla bu inşaatlar için asla ÇED raporu verilemeyeceğini belirtiyordu.
İlgili İsrailli şirket bunu bilmesine rağmen, İskele Belediyesi’ne taahhütte bulunarak, ÇED raporu alacağını söyledi.
Belediye de yasadışı olmasına rağmen bu taahhüdü kabul edip, inşaat ruhsatını verdi. Ancak yaptığımız ısrarlı yayınlar ve çevre örgütlerinin tepkisi, sonunda belediye de geri adım attırdı.
Yasadışı inşaat geçtiğimiz ağustos ayında belediye tarafından mühürlendi.
Ancak pes etmeyen İsrailli şirket dün “Halkı Bilgilendirme Toplantısı” adı altında adeta bir tiyatro sahnesi kurarak, ÇED raporu almanın peşine düştü.
Oysa ortada apaçık gerçekler vardı.
Birincisi bu inşaatlar daha başlarken ÇED raporu yoktu. Fakat uyanık müteahhit İskele Belediyesi’ne taahhütte bulunup, ÇED raporu alacağını söyledi. Belediye de yasadışı olmasına rağmen bu taahhüdü kabul edip inşaat ruhsatını verdi. Yani aslında en başta bu evlerin yapılması yasalara aykırıydı. Çünkü yasalara göre böyle bir inşaata başlanması için ÇED raporunun daha en baştan alınması gerekiyordu.
İkincisi İsrailli şirket, denize 12-13 metre mesafede yaptığı bu evler için ÇED raporu alamayacağını daha en baştan biliyordu. Ama yine de belediyeye taahhütte bulunup inşaata başlamaktan geri durmadılar.
İsrailli şirket bunun nereden mi biliyordu? Çünkü Çevre Koruma Dairesi ,bu inşaatlara ÇED raporu verilmeyeceği görüşünü ilgili şirkete yazıyla bildirmişti.
Tüm bu gerçeklere rağmen gözünü karartıp mühürlenen inşaatları kurtarmak için harekete geçen İsrailli şirket, dün bölgede düzenlendikleri sözde ‘halkı bilgilendirme toplantısında’ kendi yandaşlarını doldurarak, gerçekleri gizlemeye çalıştı. Amaç çevrecileri susturmaktı.
Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri ve aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Çevre Platformu üyesi olarak toplantıya katılan Doğan Sahir, yapılan konutların denizden 12 metre mesafede inşa edilmesinin yasalara göre izah edilemeyeceğini belirterek, net konuştu.
Buna göre kimse bu işi allem kallem edip, gerçeklerin üzerini örtemez. Bu inşaatlara asla ÇED raporu verilemez.
İşin özü gayet basit aslında.
İsrailli şirket ÇED raporu alamayacağını bile bile, üstüne üstlük Çevre Koruma Dairesi’nin bu konuda görüşü de olmasına rağmen, “nasıl olsa burası Kıbrıs, bir yolunu bulur hallederiz” diye bu yola çıktı.
Şimdi yaptıkları ise minareyi çaldıktan sonra ona kılıf aramaktan ibarettir.
O kılıfı ona veren çıkar mı?
Yasalar “mümkün değil” diyor ama yasalara rağmen o kılıfı İsrailli şirkete vermeye çalışan olursa Star Kıbrıs ve Ada TV olarak bölge halkıyla birlikte kamu menfaatini korumak için buna tüm gücümüzle direneceğiz.
Bunu şimdiden söyleyelim…