Başbakan Tufan Erhürman, siyasi eşitliğin özünün, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların özelde federal devleti, genelde federasyonu birlikte yönetmeleri, yetkileri ve sorumlulukları paylaşmaları olduğunu vurguladı.
Başbakan Tufan Erhürman, siyasi eşitliğin özünün, Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların özelde federal devleti, genelde federasyonu birlikte yönetmeleri, yetkileri ve sorumlulukları paylaşmaları olduğunu vurguladı.
“Siyasi eşitlik çözüm açısından olmazsa olmazdır” diyen Erhürman, “Sayın Anastasiadis’in asla unutmaması gereken gerçek; Kıbrıslı Türkleri bazı karar alma mekanizmalarından dışlayan bir yapının, kurulacak bir federasyonun işlevselliğini sağlayacak değil, tam tersine tehlikeye atacak bir unsur olacağıdır” dedi
Erhürman, “Siyasi eşitliğin çözüm açısından olmazsa olmaz” olduğuna vurgu yaparak, “Dileğimiz kısır tartışmalara bir an önce son verilerek Genel Sekreter’in raporunda belirtildiği şekilde sonuç alıcı bir sürecin başlatılmasının hazırlıklarına yoğunlaşılmasıdır” dedi.
Başbakan Erhürman şunları kaydetti:
“Sayın Anastasiadis’in merkezi yanı değil kurucu devletleri güçlü bir federasyon modeli önerisiyle başlattığı tartışma, müzakerelerdeki temel parametrelerden biri olan siyasi eşitlik ilkesinin içeriğinin tartışılmasına evrilmiş gibi görünüyor. Sayın Anastasiadis’in ve güneydeki diğer yetkili makamların konuyla ilgili olarak öne çıkardıkları devletin ‘işleyebilirliği’ veya ‘işlevselliği’ tezi ilk kez bugün değil, onlarca yıldır müzakere masasında Kıbrıs Rum tarafınca ‘siyasi eşitlik’ ilkesinin bir tür anti tezi olarak ileri sürülmektedir. Bu teze tarihsel gerekçe olarak ise 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ‘işleyebilir’ veya ‘işlevsel’ bir devlet olanaklarına sahip kılınmadığı için sürdürülebilir olmadığı iddiası gösterilmektedir. Her şeyden önce şunu söylemek gerekir ki onlarca yıllık müzakere sürecinde temel parametrelerden biri olarak kabul edilen siyasi eşitlik ilkesinin yine onlarca yıldır masada tüketilmiş olan gerekçelerle bu biçimde yeniden tartışmaya açılmış olması, Kıbrıs sorununun çözüm süreci açısından yapıcı bir ortam yaratmamaktadır”